Gözlerinden Öperim..

Yürüyorum yolumdasın..
Aklımdasın,fikrimdesin,içimdesin..
Ben bunun için kızamıyorum kendime,
sızlıyorum,özlüyorum arıyorum seni..
Her günüm böyle geçiyor neredeyse,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..
Görüyorum kumsaldasın,
gün batıyor usul usul o yüzden ordasın..
Uzakta gemilerle oyunlar oynuyorsun..
Orda olmak isteyince beni hatırlıyor;
korkuyorsun.
Ben uyanıyorum,
ben rüyamda bile seni özlüyorum..

Çok uzak şehirlerden yazıyorum şimdi sana,
masa başında;buruşmuş kelimeler ve yazılmaya hasret kağıtlarla..
Bu sana son yazım,
son kez seslenişim,son serzenişim.
Usul,usul çekiyorum kollarımı şimdi uyuyakalmış başının altından.
Bir veda değil bir merhaba aslında.
Senin çoktan demen gereken bir merhaba,hayata,onlara,karşı koyduklarına..
Duymuyorum..
Nerelerdesin,ne yapıyorsun,bilmiyorum..
Araştırmıyor,kurcalamıyor kendi haline bırakıyorum.
Belki üzülüyorsundur diye kızıyorum kendime,ardından gülümsüyorum yine,
sonra dalıyor aklım yine başka şeylere..
Deniz hala vuruyor kıyılara,sen uyusanda, uyanık kalsanda..
Rüzgar esiyor yine çok kızsanda, umarsızca oda benim gibi hala.
An geliyor merak ediyor bakıyorum ardıma,
hala kalmış mı diye geriye bir kaç parça
bulamıyorum...
Yoksa bulmak mı istemiyorum bilemiyorum,
öyle utanç içindeyim ki kendime bile itiraf edemiyorum..
Mahsunlaşıyorum,
dudaklarımda çok bilindik bir şarkıyla yürüyorum.
Hiç durmadan,yorulmadan,sonu olmadan,
yürüyorum bütün yollar sana varacakmış gibi..
Martıları özlüyorum,
birde simit satan küçük çocukları..
Burnum akıyor bazen,hastayım aslında yine ben,
Dikkat etmiyor,beceremiyor, huysuzlaşıyorum..
Öyle meşgulum ki, kendime bile bakamıyorum..
Zaman geçiyor aslında inan bana hiç durmuyor,
insanlar gibi geçiyor zaman sana,bana aldırmadan,
sokakta yürüyen insanlar gibi hiç hatırlamadan,
sen olsanda,olmasanda geçiyor durmadan,
öyleyse artık durduramam..
Çok uzak şehirlerden yazımı bitiriyorum şimdi sana,
terk edilmiş kelimelerin ardında,
bir sığıntı gibi ucuz bir veda.
Ses tonum titriyor,hava aydınlanıyor yine.
Onaltı sayıyor göğsüm onyediden geriye,
sonuç olarak ben yine;
sen,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..

şaibe..

Bu zor anlamak;
yeniden anlamak..
Bu bana çok zor geliyor,
Nefesim sanki kesiliyor..
Öksürürken ciğerlerimde bir şeyler intihar ediyor,
sigarayı bırakmayı düşünürken elim yeniden sigaraya gidiyor..
Sonra sohbetler uzuyor,
bazen tam kilit noktada konuşulacak bir şey bulunamıyor..
Yeniden cümleler kendini inşa ediyor,
sahiden bazen iyi geliyor..
Gerçekci olduğunu idda ettiği her konuda inandırıyor,
bazen uyuzluğum tutuyor;
bazen masumluğum sesimi esir alıyor..
İnanmak..
Gerçekten inanmak,
alabildiğinden daha fazla yarayı almayı göze almak..
Dirseklerimde ki sıyrıklarla inanmak..
inan(ama)mak..

Rövanş.

Ben aldım rövanşı.
5 - 4
Son elde çok çabaladın,çok sinirlendin,mars konusunda çok iddalıydın..
Ama napıyomuşuz?
Bidaha yapmıyomuşuz.
O şutu çekip o golü atamıyorsak öyle oturduğumuz yerden konuşmuyomuşuz..
:))

Tavla.

Bugünü yazdım bir kenara.
Ben hiç öyle kaybetmemiştim bu tavla denen oyunda.
İlk eli aldım keyfim yerine geldi derken;
 iki düz bir mars.
5 - 1 kaybettim.
Birde üstüne winston light içtim.
Hayır sinir olmadım isteseydim alırdım zaten o oyunu ben ama zar gelmedi işte.
Yani sende öyle çok artistlik yapma karşımda..
:)

Yol konuşuyor.

En güzeli akşam dönüşleri..
Yol uzuyor,uzuyor sonra bir anda bitiveriyor sanki..
Uzadıkça gülümsüyor,gülümsetiyor..

Bazen fazla güldüryor derken yol bitiyor..
Kapıdan içeri girene kadar takip ediyor,kapı kapanıyor..
En kötüsü akşam dönüşleri..
Yol kısalıyor,kısalıyor sonra bir anda eve çıkıyor..
Kısaldıkça üzüyor,üzülüyor..
Kapıya kadar eşlik ediyor,sonra yol bitiyor..

Aslında en güzeli;
akşam dönüşleri..
Yol bitince sarılıyor,söyleniyor,sarılıyor..

Rakı.

O rakı şişesinde bi balık olsam,
dibinde sen hapis olsan..
Mezedir yıllarımız afiyet olsun,
dibini görmeyende senin gibi olsun.

Husus.

Bu gece nasıl sabah olacak..

Bereketim..

Uzağımda olur korkular,
sen yanımda olunca..
Yatağımın altında kabuslar,

sen uzaklaştıkça..
İçindeyim bu kaosun,
bu fırtına kime...
Rüzgarıyım yağmurun,
dök saçlarını önüme..
Sen benim uğurlu taşım,
bereketim,
yağmurum..
Sen yokken;
yağmuru bekleyen bir çocuğum.. 

müzik..

Ama ben müziğe aşığım..
Gitar çalmak istiyorum !

Nokta

Çok konuşan kadın yoktur.
Karşısında ki hiçbir halttan anlamayan adama laf anlatmaya çalışan kadın vardır.

Özle(di)m.

Denizi özledim demiştim ya hani;
yalandı..
Aslında benim her daim özlemim;
bir tek sanaydı..

6,30

Şimdi sen uyuyorsun,
rüyalar başucunda nöbet tutuyor,
Yıldızlar benden fazla görmesin diye seni usulca çekip gökyüzünden bir bir topluyorum..
Kuşları serpiştiriyorum havaya,
balıklara özlemimin öz'ünü yükleyip; senin denizlerine salıyorum..
İtip geceyi,semaya güneşi koyuyorum,
Kelebekleri bırakıyorum avuçlarımdan yastığına,
saçlarına dokunup usulca,
bir şarkı fısıldıyorum kulağına..

Şimdi sen uyuyorsun ya ben kabus oluyor rüyalarını kıskanıyorum..

p.s;
landon pigg

-Ki

Ki nefesin yüzüme düştüğünde;
biliyorsun bahar gelecek bu şehire..


Cemre ilk o zaman düşecek toprağa,
İsa yeniden doğacak, uzak diyarlarda..
Bir peri kanatlanacak parmak uçlarımdan parmaklarına..
Ve ben fısıldayacağım;
gözlerimden gözlerine...

Adı yok bunun..

Gözlerinden bakıyorum dünyaya,
eklemlerimi eklemlerine ekliyorum..
Konuşuyorsun ya susuyorum,çünkü tek bir ağzı var kalbimizin,
sen konuştukça aslında ben konuşuyorum,
sen konuştukça ben sen oluyorum..
Güneşi bırakıyorsun avuçlarından uzuvlarıma,
ısınıyor ruhum sakin bakışlarında..
Dinginleşiyorum senin deli rüzgarında,
sonra yüzümü yüzüne sürüyor ;
nefes alıyorum..
Dudaklarımdan bir aşk akıyor,
ceplerimde ki umutlardan meze yapıyorum kalbimin çakır keyfine..
Sen daha gelmeden ben gidişine üzülürüm,
daha öncede söyledim ya sevdiğim..
Ben seninleyken bile seni özlerim..

Dilruba.

Aklımı aklına sar,
sonra beni;
cehennemin eşiğine,aşkın göbeğine sal..

Ders.

Hukuk hocamız gözlerini keskin keskin açarak anlatıyor;

- Benim kafamda kırk tilki dolaşırda kırkınında kuyruğu birbirine değmez!

Hocam diyorum kendi kendime '' Kafanız ne kadar büyükmüş '' tabi bunu düşünüyorum başımı kaldırıyorum ve hoca gözlerime bakıyor..
Yüzümde oha kaldım ifadesiyle arkadaşıma dönüp '' seslimi düşündüm '' diye sorup o duymak istemediğim cevabı alıyorum..
Evet böylelikle hukuktan kalma hakkını kazanıyorum..

p.s;
ah, ben ne zaman sessiz düşünmeyi öğreneceğim !

Hayat.

171 Sigarayı bırakma hattını aradığımızda beklerken sıkıntıdan 2 sigara içmek bize,
Koşuya çıktığımızda koşu alanına kadar olan yolda sigara içmek sevgili arkadaşım Onura mahsustur.
Yaşamak güzel şey..

Çakmak.

Baba çakmak aradığında refleks olarak cebinden çakmağını çıkartan tek mahluk benimdir sanırım..
P.s;
Her zaman dediğim gibi;
babamın  embesil çocuklarıyız..

Yemek yeme(me)k

Arkadaşlarla yemek yemeğe gidiyoruz,masamıza oturuyoruz ve garson geliyor,şiparişler tek tek veriliyor sıra bana gelince seçtiğim yemeği söyleyip ardından içinde neleri istemediğimi saymaya başlıyorum ;

- Ketçap olmasın , mayonezde olmasın. Bide turşu istemiyorum ve acı biber koymazsınız sevinirim.. He bide o sos varya onuda az koyarsanız sevinirim...

Garson yüzüme bakıyor,bakıyor ve el-cevap gecikmiyor;
- Birşey yemek istediğinizden eminmisiniz?

Düşünüyorum,düşünüyorum,düşünüyorum...

Çekmem!

Sınıfa giriyorum,gülmüyorum ama suratımda asık değil,arkadaşım makinayı uzatıyor belli ki fotoğraflarını çekmemi istiyor alıyorum tam denklanşöre basıcakken o ölümcül cümleyi kuruyor;
- Benay bi hatıra Resmimizi çekermisin??
makinayı geri uzatıyorum,çantamdan bi sigara alıp sınıftan çıkıyorum..

Çekmem efendim,çekmem. Öyle cümleye ben Fotoğraf flan çekmem!

p.s;
banada bunu usta şair benimsetmişti o zamandan beri olmuyor işte resim lafını duyunca bi agresifleşiyorum