00.25

-- '' Tek duyduğum notaların bel kıvrımlarından akması ''

Nötr

'' Pepsi yaşatır seni... ''
'' Sigara öldürür ! ''
O zaman pepsi ve sigarayı aynı anda içersek arada bir nötrleşme oluşuyor,eksiler-artılar birbilerini götürüyor ve..
Oha ölümsüzlüğün formulünü buldum!

p.s;
babam bu sabah beni şirkete götürmeyi teklif etti kabul ettim ama bu sebebi teklifi neye borçluyuz bilemiyorum cıs-tak-cıs-tak...

seni özlemek.

Seni bunca özlemesem;bunca sevemezdim ki..

Yüzün.

Yüzünün bir hikayesi var..
Saçların sanki aceleyle çıkmış gibi,
bir telaş var alnında,yetişmeye cesaret edemedikleri bir yere direnç gösteriyorlar sanki..
Gözlerin;
öyle umursamaz bakıyorlar ki hayata,
bu umursamazlığın yanında pür dikkat inceliyorlar belli etmeden herşeyi.
Onlar uzaklara bakıyor zannederlerken seni;
sen onların tırnak yapılarını inceliyorsun mesela..
Dudakların;
susmaktan yorulmuşda bir kaç cümle arar gibi bakıyor etrafa,
bir bardak suya tav oluveriyorlar sonra, kenarlarından akıyor aldırmıyorsun.
Sakalların;
bir eda, bir neşe yüzünün en deli kesimi onlar hatta,
biz eğlenelim diyorlar gerisi teferruat nasıl olsa,dalga geçer gibi hayatla öyle işveli..
Yüzün;
kemikli,sanki hiç çocuk olmamış gibi,
belirgin,sivri ve kemikli..
Sanki hiç çocuk olmamışta hep çocuk kalmış gibi..
Bir hikayesi var yüzünün;
uyku öncesi anlatılan masallara rakip,
inanılmayan efsanelerde ki fantastik kahramanlar gibi..

yisinler.

13 yaşında ki hatunlar feysbuk denen gayri sosyal paylaşım sitesine;
- hayat yordu beni, Hayat bitsede gitsek!, Allahım nasıl bir kader yazdın?, Hayattan yorgunum..
gibi bilimum çapınızca özlü sözlerinizi yazıyorsunuz ya itinayla sormak istiyorum bu hayat yorgunluğu hakkında;
- Ne oldu kuzularım anneniz yinemi bakkala,markete gönderdi sizi? Ondanmıdır bu bezginlik yorgunluk..

p.s;
Hayat yeni jenarasyonu yorma,ayıp.

xl.

Fısıldıyorum ; ekstıralarç.

Defo.

Umut denen aptal şey içimize biraz daha ufak monte edilseymiş iyi olurmuş..

loneliness!

Even my sorrow is tired!!

p.s;
Being without you; does it flow to my night and goes away to eternity???

..................my heart is tired again.........................

Yol çok uzun

- Yüzüme baktıkça keşkeler kurar sanki.
- Ölsek ya beraber hani, planlanmış gibi?
- Sen demiştin elbet yol vardır,
- Kararsızlık bana göre değil aslında, en kötü ihtimalde bir karardır
- bencillik bu, aslından belli.
- Savaşıyorumda ne düşman var karşımda nede başka biri
- Kendini görebildiğin bu aslında, bak kocaman bir ayna.
- Usulca anlatsam bitermi içimde ki
- Sen yeter ki nokta koyma dilediğince virgül bulabilirim ben sana
- Boğazımda kusmayı beklettiğim milyonlarca kırık var
- Bilmezmisin insanı zaman, zamanı hayat kovalar
- O hala yastığının altında bir sürü di'li geçmiş zaman saklar
- hediyemiz olsun bir başkasına bu yamalı yalanlar..

p.s;
Ben ki  zor yetiştim..

Sobe!

Önüm arkam sağım solum sobe,
sanırım bu defa saklanamadın?

:)

Poşet çay.

Demlik poşet çaylar yasaklansın.
Kullanılmasın.
Çaycımıdır nedir şu kettlelar kaldırılsın piyasadan herkes normal çaydanlık kullansın.
Zira çay içmeyi bırakmak üzereyim.
Evim olsun semaver alcam kurcam balkonada ikide çam ağacı dikerim..
Oh mis!

Eve veda.

Çok garip bu evde geireceğim son akşamı yaşıyorum,bahçede iftar sefası var üzülüyorum sanki oysa ki ne çok istiyordum bir an önce çekip gitmeyi..
Alışmak yada alışkanlık herşeyin önüne geçebiliyor bir anda İstanbuldan başka yerde yapamam sanırken nerelerden nerelere sürüklenebiliyor insan ne çok zaman geçti o kurulan tatlı hayallerin üzerine tuz dökeli.
Şirin bir bahçe şirin bir evdi burası benim için daha ötesi hiç olmadı, hiç benim olmadı, hiç kanıksamadım sarıp sarmalamaya.
Meğer benim olmuş, bahçede içilen kahvelerin falları çıkmış bu evde o büyük kararlar alınmış bu kapıdan o heycanlı çıkışlar çıkılmış. Tuhaf oysa hiç benimsememiştim..
Kedileri bırakıyorum pencere pervazına, köpeğe yemek vermek için buzdolabından çaldığım yiyeceklerdende vazgeçiyorum artık burda.
Yepyeni bir hayat tecrübesi yaşamak için bütün bu sıcaklığı,iyi insanları sevimli hayvanları..
Umarım en güzelleriyle karşılaşırım..

............

Tepemde cellat zaman

Elim kolum bağlı
Koparsa kopsun başım
Zaten yerde aklım


dar bu yol,girilmiyor! Bastığım yer bir var bi yok.. Gelde gör zehir bu yol, kaç milattır anlayan yok!

.....ben bi seferi kadın,sen o vazgeçilmez adam..
Bak şimdi herşey talan,ömür yalan dolan..

p.s;
sen bıçak sırtı,
kemiklerime dayalı..

İstemek.

Bunların hepsinden birer tane istiyorum. Çok değil hepsinden bitane. Uzun zaman sonra ben bloğuma fotoğraf koyduysam ciddiyim demektir,çok ciddiyim,çok..!

Uykulu gözlerle..

AfriyonMau PamitKosong ' u Afyon Pamukhisar diye okuyan bir ben varımdır birde benden içeri..

.

Holywood kızları hepsi bahane;
benim gibi varmı? Gösterin bir tane!

O kadar mutluyum ki.

O kadar mutluyum ki şimdi kusabilirim
Şuan başka hiçbiryerde olmak istemezdim
Burda herşey harika aradığım ne varsa hepsi bu dünyada
İnanasım gelmiyor gerçek olduğuna
Bu kadar güzel olacağını tahmin edemezdim
Kendimle barışacağımı hiç beklemezdim
Herşeyin bir anlamı var
Sonsuza kadar içinde yaşayacağımız bir dünyamız var
O kadar mutluyum ki ağlayasım geliyor tüm bu saçmalıklar
İnsanı büyülüyor
Sizinle herşey çok güzel
Burda hayat sahiden de mükemmel!

O kadar şahane bir his ki nerdeyse kırıyor insanın kalbini...


Kabaymışım galiba.

O anlattıkça anlatıyor öyle okuyorum yazdıklarını ses,soluk çıkartmadan ve cümlesine devam ediyor;

- Ve bakıyorum ki olmuyor...
Sıkıldığımdanmıdır yoksa bunalımlı havalara gelemediğimdenmidir bilemiyorum ve cümleyi kuruyorum;

- baktın ki olmuyorsa bakmayacaksın arkadaş!
Sonuç; arkadaşımız çevrımdışı.
O an ne anlıyorum?
Benden ne güzin abla olur, ne Yaseminin penceresinin menteşesi.
Ben iyiyim böyle ya,valla..

babam

Dün babam kırk yılın başı bi özlü söz kullanayım dedi,pişman ettim!
- Ben ucuz alacak kadar zengin değilim...!

- evet baba bende,bu yüzdendir ki kredi kartımda kullanacak bir lira dahi limitim yok!

p.s;
beni öldürün siz.

Midem küsmüş.

Yediklerimi çıkartma olayına gelince annemin yorumu;
- Miden sana küsmüş!
üzülme anne,o bana küstüyse bende ona küstüm!

Yat secdeye!

Akşamın bir vakti insanın canı dondurma çekerse;
babasıda teraviye gitmişse,
amma velakin caminin koskocaman camları varsa,
babanızın camdan sizi görme ihtimali aklınızda deli gibi dolaşıyorsa;
bütün cemaatin secdeye yatmasını bekleyin anacım.
Secdeye yattılarmı basın gaza,
ne görme ihtimali kalıyor ne görülme,
nede olsa herkes secdede..
Benim bu kafamın birazda finansda çalışmasını temenni edip herkese iyi ramazanlar diliyorum..

Sanat.

Sanat için soyunurum dedim, çat diye kestim sol elimin uzun tırnaklarını!
Evet,evet ben yeniden gitar çalıyorum..
Hem üzülmeyede gerek yokmuş,
en kaliteli protez tırnak alt tarafı 20 liraymış bide japonu dayadıkmı, oh mis!

Sevmediğim özellik.

Kendimde en sevmediğim özelliğim asla ceplerimde para unutmuyorum.
Evet bundan nefret ediyorum siz siz olun bunu yapmayın!
cebinizde para unutun.
Aradan günler geçince elinizi cebinize attığınızda o paranın oradan çıkması, bu his eminim inanılmazdır.
Unutun,unutturun.

Alışveriş - Kadın - Erkek

Alışeriş kadınlar ve erkekler arasında tamamen birbirinden farklı olan bir konudur.
Bir erkeğin alışveriş kavramı nedir?
Şöyle efendim;
erkek dışarıda dolaşıyordur mağazaların önünden geçerken X mağazasının vitrininde %50 ye varan indirim yazısını görür, girsemmi girmesemmi diye bir düşünür ve içeri dalar.
Erkek reyonuna geçer göz ucuyla bakar bu tamam, buda tamam der ve kasaya gider, öder, evine gittiğinde çantaları koltuğa atar..
Erkek için alışveriş kavraı bu kadar kolay ve basittir.
Bir kadının alışveriş kavramı nedir?
Zaten o gün evden alışveriş için hazırlıklı uyanır, saçlarını yapar, rahat ve her kıyafete uyum sağlayabilecek bir ayakkabı giyer çıkmadan önce çantasını kontrol eder gözlüklerini takar ve dışarı çıkar.
Mağazalara tek,tek bakar girmeye karar verdiği dükkana emin adımlarla ilerler.
Önce tüm reyonları dolaşır en son kadın reyonuna iner, tarzına göre birşeyler aramaya başlar.
Bedenlerine bakar, renklerine, modasına uygunluğuna, fiyat yaftalarına, mevsimine uygunluğuna.
Beğendiği bir kaç ürünü alır ve kabine doğru ilerler.
Kabinde tek,tek dener ve her birini üzerinde beş dakika inceler, boydan,sağdan ve soldan bakar.
Bu kıyafet onu olduğundan kilolu göstermiş mi, zarif durmuş mu, ailesi,sevgilisi,arkadaşları bu kıyafeti beğenir mi, altına acaba hangi ayakkabı iyi gider..
Nitekim beğense bile hemen almaz çünkü belki başka bir mağazada daha farklı ve daha çok hoşuna gidebilecek bir ürün vardır, onlarıda dolaşır en son almaya başlayarak evinin yolunu tutar.
Eve gelir gelmez kıyafetleri tek, tek dener.
Hatta aldıklarından bir tanesini giyer mutlu olur bir kahve koyar ve şu gün şunu şu şekilde giyerim diyerek planlar yapmaya başlar.
Bu yüzdendir ki erkek reyonlarında pek fazla seçenek yoktur çünkü erkek beyni standart çalışır nasıl olsa denemez, seçmez, beğeni önemli değildir.
İndirim yazsın yeter içeri girer ve alır. Bu yüzdendir ki moda kavramı genelde kadınlar üzerinde döner.
Erkeğin modadan anladığı mevsimdir.
- Abi yaz geldi şort giyelim, - Abi sonbahardayız ince ceket giyelim - Lan kışda geldi nerde benim kazaklarım..
Kadınların bu kadar alışveriş telaşı birazda karşıdaki insan tarafından beğenilme arzusudur dedim ya ailesi,sevgilisi.
Yeni aldığı cicileri giydiği zaman bakın bunu yeni aldım demez, karşıdaki fark etsin ister ki hoş asla fark edilmez, kadında artık bu kısır döngü içinde buna alışmıştır ses etmez en sonunda şöyle bir diyalog oluşur;
- Bak yeni aldım nasıl olmuş?
- A yenimi güzel.
- Evet fark etmedin mi?
- Nerden fark ediyim dolabının içindemi yaşıyorum senin?
- !!!
Konuşma bu şekilde sürer gider ama erkek yeni birşey aldığı zaman;

- Bak lan yeni aldım nasıl duruyo karizma dimi?
- Harbi ya nerden aldın bunu abi?
- X mağazasından indirim varmış oğlum git sende al bişeyler
- Tamam yolum düşerse bi bakarım

Odun kavramı bu yüzden erkekler için üretilmiş bi tabirdir.
Hiç hayatınızda ''ne naif bir adam'' cümlesini duydunuz mu? Duyamazsınız efendim naif bir adam yoktur, varsa da çok uzaklardadır, bir adada kurtarılmayı bekliyordur yada çoktan ölmüştür sonuçta yoktur.
Barbie'nin Ken'ini beklemek küvette balık tutma çabasıdır, zaten Ken'ide Barbie kapmıştır, elinizdekiyle idare edin.

Birazda ben.

Yazabilceğim bir çok şey var mesela, ama çoğu değişim teorisinde ezilip yok oluyor, unutuluyor beynimde.
Öyle evhamlı bir insan değilimdir, hiçte olmadım. Evhamlı olmak için kaybetme korkusu olması gerekir insanın içinde. Ben çoğu zaman vurdum dünyanın dibine.
Sıcakkanlı olmadığımı idda etsemde paşamız sıcaksın diyor, annem aksini idda ediyor ne olduğumu çözemedim, arasıcaklardanım sanırım anayemekten önce.
Liderlik duygusu taşıdım hep içimde bazen işi fesatlığa vuruyor bazen sevecen davranıyorum, yapmacık değilimdir ama bazen tavırlarım pekte samimi gelmeyebilir, ukala olduğum konusunda ki varsayımlar samimiliğimi vurgulayanları bir türlü alt edemiyor.
Normalim yani, kontrolümün altındayım..
Aile kavramına verdiğim önem oldukça fazla, ana kuzusuyum birazda, elimden gelse ayrılmam dizinin dibinden ama elimahkum ayrıldığım zamanlar oluyor.
Birde bir adam var bakışlarımın hizasında; pek tatlı, pek şeker, pek ukala.
Aynı ben aslında, biz tencere kapak diyoruz siz kazan kepçe derseniz pek itirazımız olmaz.
En kötü alışkanlığımız sigaramız, en iyi özelliğimiz masumluğumuz biz hiçbişey kaybetmedik masumluğumuzdan, hala öyle temiz öyle safız.
Yeni bir eve taşınıyorum, bundan sonraki hayatıma dört kişi bir evde olarak devam etmek üzereyim bakalım hayırlısı.
yengemin nasihatı '' kızlar senden güzel olmasın arada fesatlık olur '' e haklı ama bıraktım ben artık öyle kıskançlıkları, yani galiba.
zaten en çok annemi paylaşamam ben, en çok annemi kıskanırım başkalarından o yüzden pek sorun yaşayacağımı sanmıyorum.
Yeni bir dönemden önce evime uğrayacağım biraz ağzıma bal çalıp yeniden döneceğim bu şehire kim bilir belki paşamızda devam eder yoluna benimle bu şehirde.
Herşeyin en güzeli olması dileği ile..

Yine.

Sessizleştim, sakinleştim, suskunlaştım yine.
Bu sabah kapattın kapıyı, gözden kaybolana kadar izledim seni..
Ağlama dedin, ağlamadım,
aslında ağladım, tutamadım..
Saatlerce süren yolculuğuna tereddütsüzce bir bilet aldın,
hiç konuşmadık gitmenden.
Sabah olmazmış, güneş doğmazmış gibi filimlere daldık,
Garipsedim bu sabah yalnızlığımı, öksürmeni duymadım ya hasta oldum sandım.
Alışkanlıkmı, özlemekmi bilemedim dimağımda kalan tadın adını.
Plan yapmadım güne dair bu sabah,
plansızca yaşamaya kaldığım yerden devam edeceğim artık galiba.
Ta ki bir daha rastlayana kadar sana.
İyiki geldin diyorum son olarak sana, doymadım ama idare edebilirim karın tokluğuna.
İyiki geldin;
yine gel, yeniden gel, bir daha gel..
Yine bakayım yüzüne; tartışalım, sen yine gülümseyerek güzelim de..
Ama gel yine.

Sen uyurken..

Uyuyorsun,
kısık,kısık derin nefeslerle.
Ellerin saçlarının arasında, başının altında. Arada bir kıpırdıyor devam ediyorsun kısık,kısık ama derin nefes almaya..
Sen uyuyorsun bense bu anı ölümsüzleştiriyorum.
Binlerce,milyonlarca kez ölümsüzleşsin istiyorum.
Sen mesela;
hep uyu orada, ben her sabah uyandığımda.
Bir karpuz dilimi gibi kesişiyor hayatımız, ben her sabah daha bir aşina oluyorum yüzüne.
En çok gözlerini değil;
en çok film izlemeyi seviyorum seninle.
İzlediğim filmi bir daha izlemek;
sonunu bilmiyormuş gibi yine aynı heycanla oturup doksanbeş dakika boyunca seyretmek.
Saçlarını seviyorum mesela;
ukala tavırlarını..
Kahve yaparken birbirimize çalım attığımızda senin çirkeflik yapmanı, köpüğünü sırf bana inat olsun diye arkamı döndüğümde parmağınla yok etmeni.
Ağustosun ortasında grip olmanıda seviyorum aslında;
otobüs yolculuklarından nefret etmeni, hassas bünyeni.
Burnunun akmasını;
Evin içinde birlikte çorapla dolaşmayı..
Bir gitmeni sevmiyorum birde adım, adım uzaklaşmanı..
Her dakika bir kilometre daha ayrılmayı.
Burnumun karıncalanmasını, gözlerimi seninkiler kadar açıp dolu, dolu ardından bakmayı..
Şimdi sen uyuyorsun;
bense düşünüyorum yüzüne öylece bakıp.
Yüzümü yıkamadan yüzüne bakmaya alışmışken sen gideceksin ya;
ben değil en çok o oda özleyecek seni,
sabah kahvaltıları özleyecek seni,
bu ev özleyecek;
arka bahçede ki tahta masa özleyecek bizi,
belki en çok Ali bey özleyecek,
tavlada mağlubiyetim özleyecek seni.
Ama en çok ben özleyeceğim seni..
En çok..