Nedeni..

Ansızın tarifsiz gelir ya o zamanlar sormaya cürretin kalmaz..
Olanından; feri soluk niyetin kayıp.. Dardayım. Aşk nefrete ne yakınsın..
Kim kırdı? her okşamak istediğimde seni,
elini gözlerini gömdün; tebessüme..
Yalnız kendine inkarın, sadece senden kaçarsın..
Halin ele verir, anlamazsın...
Yalan söyleme bana, gözlerin anlatıyor herşeyi;
yalan söyleme bana..
Zaten yoktur nedeni..
Uzak düşmüşüm kendimden,aklım,fikrimden, çaresiz sürükleniyorum bilerek peşinden..
Aklından bir sayı tut şimdi, binle çarp milyonla çarp, trilyonlarla çarp sana böl. Defalarca..
Ellerine böl, gözlerine hatta göz bebeklerine ardına beni ekle, yollar ekle, özlem ekle birde,
birde çok hüzün ekle..
Huzursuzlukları sırala yanına, şekiller yap, deniz yıldızlarını yap mesela, benim için hiç ağladın mı gözyaşlarınıda ekle, kaç defa mesela?
Aklından adımı tut şimdi; dudaklarını kapat ellerinle uçup gitmesin adım aklından diye,
cümleler kur, senaryolar kur, bizi kur, kur-gula beni bizi, senli benli cümlelerde sırnaştır ikimizi.
Nefesimi tut, göğsümden ciğerlerime fotoğraflarını tut kalbimden gözlerime seni tut içimde zaptet kendini biraz olsun bende..
Uysal bir çocuk ol mesela, umutlarını paylaş içimde ki çocukla, ama bizi paylaşma sadee kendine sakla;
sar adımı adına sarmala, sesim sesine gıpta olsun, nokta olsun adım; adının yanına gelmeye çalışan yanaşmalara.
Aklından beni tut şimdi; kendini kaybet kafiyelerimde, içinden çıkama çekip gitmeye her çalıştığında, biraz korku olsun avuçlarında, öyle cümlelerinde serpiştirilmeyi bekleyen dudaklarına.
Biraz cesaret olsun sol tarafında, aksın sol göğsümün yanına.
Kabuslar olsun çıksın yollarına benden her gitmek için teşebbüste bulunduğunda,
beddua değil bunlar sevdiğim sakın yanlış anlama,
öyle çok seviyorum ki seni; ne zaman gidecek olsan
faili meçhul cinayetler geliyor aklıma..

Günübirlik.

Ortada çok saçma şeyler dönüyor mesela bundan bahsedelim? Benimde sıkıntım var biraz şöyle, böyle ama o kadarda vahim değil. Geçer denildiğinde geçip gidiyor hem bazen ben bile unutuyorum pekte birşeyden zevk almaz oldum. Yemek yemek hayatmış oğlum, bunu fark ettim ama yiyemiyorum niye acaba...
Mesela kısmetim bir açıldı, bir açıldı bu aralar öyle böyle değil sebebini az çok anlıyor olsamda anlamamazlığa vuruyorum gelene allah sahibine bağışlasın diyip geçiyorum.
Benim yanım dolu.
Gökyüzüne bakıyorum mesela sabahları ardı ardışık, gök 'yüzünü' kıskanıyor, bende kıskanıyorum. Fesatlığımdan değil; sevdiğimden. Seven kıskanır, seven ağlatır, seven bağırır; hem sever hem yerden yere vurur. Seven ne yapmaz.. Sahi neyi yapmaz?
Yeni şarkılar bulup eski şarkıları tekrar, tekrar dinliyorum. Çok saçmalıyorum bu aralar gelene,geçene.
Yaşlandıkça olgunlaşmıyor ki insan aksine daha çok çocuklaşıyor buradan babama veryansın ediyorum;
' e artık gözüne gireyim be baba.. '
Sıkılıyorum, sıkıldıkça üretmiyor, varolanı yok ediyorum. Sıkı can iyidir diyorlar kolay kolay çıkmaz birde bunu espiri sayıp üzerine gülüyorlar anlıyorum ki sadece ben saçmalamıyormuşum sonbahar aylarında insanların geneli derin bir bunalımda.
Özlüyorum, özleniyorum, seviyorum, seviliyorum.. Hayat ne kadarda güzel karşıdan bakıldığında, kendimi odama kilitleyip dolabın içine giresim var, birde açılsın artık şu okullar..
Son olarak;
benim günlerim hep böyle saçma, gelde biraz anlam kat bana..

Heycan!

Şimdi kalbim çıkacak!

p.s;
Allahım lütfen,lütfen,lütfen....

Şarkılar seni söylüyor..

'' Şarkılar seni söyler, dillerde name adın.. ''

Bir yamaç var içimde bir türlü aşamadığım, tutunupta dallarına yukarıya çıkamadığım, çoğu zaman acına dokunupta oturakaldığım bir yamaç işte..
Bir tebessümünü esirgediğin yüzün var içimde, bir cümlelik ayrılık bir ömürlük kavuşmak var gözlerinde bir ben varım öfkeyle birde sen varsın hala sımsıcak içimde..
Ne zaman özlemeye başlıyor insan;
hangi ayrılıktan sonra başlıyor zamanın ağlamaya çalması, ne zaman acıtmaya başlıyor içinin böyle sızlaması.
Hangi cümleden sonra sen oluveriyorum kendi kelimelerimde, kimbilir nerede bekliyorsundur beni hangi yamacın dibinde..
En çok benmi özledim ne?
Yoksa özlemmi oluyor artık ismin içimde..
Ben hala en çok senli zamanlarını seviyorum kendi evimde, en çok geçmiş hikayeleri okuyorum uykudan önce kendime,
seni özledim demek geçiyor amin yerine.
İster, sen çocukluk de istersen zamanı geldiğinde diye başla tüm sözlerine ben hala çarkın o bizli dişinde takılı kalmış aynı şeyleri söylüyorum.
Şaşalı cümlelere saklanmak değil amacım ben en çok seni özlüyorum..
Yazı tura atmak gibi seni düşünmek yazıda gelse tura da gelse özlemler hep diktir sevdiğim yazısı turası birdir belki de bir şişe şaraptır sana sevgim günlendikçe lezzetlenir içmeye kıyamazda saklar ya insan hani zamanı geldiğinde,
öyle saklıyorum seni bende içimde.
Sana gelsem; burayı..
Buralara gelsem seni özleyiveriyorum..
Elim kolum bağlı, bazen gözlerim ağlamaklı çoğu zaman vurdumduymaz tavrım suratımda takılı..
Uzaklar gittikçe azalır derler ya, azalmıyor boğazımda yutkunamadığım bir lokma gibi göğsümde derin bir ağrı nedenini bir türlü bulamıyorum..
Yazmak istesem arabesk oluyor yazmasam ciğerlerime doluyor nefes aldıkça geçer diyorlar ya hani biraz dinlen, dinlendikçe yüzün aklıma düşüyor,anlatmaya çekiniyor söylemeye çoğu zaman utanıyorum..
Ne zaman güneş batsa derin bir sessizlik kaplıyor nutkumu, sen sorarsın ya '' ne oldu sana? '' özlemlerin poyraz olmuş sevdiğim saçlarımda dolaşıyor,çiğneyipte yutamadığım her uzaklık sessizliğime gem vuruyor..
Öyle abartılacak bir şey yok aslında;
şarkılar seni söylüyor..