Hani yenemezdim,düşerdim,ayağa kalkamaz,dikilemezdim?

cry me a river..

sen bir damla özlersin,
ben bir nehir ağlarım..
Model söylediğinde güzel oluyor,dinleniyor,eşlik ediliyor eşliğinde içiliyor muhabbete giriliyor özleniyor.
Model söyleyince bir başka zamanlar akıla geliyor.

Model - Yalnızlık senfonisi

Şans..

En azından bir kere daha hakkı olmalı insanın..
Oyunlarda bile 3can verilirken gerçek hayatı bir seferliğe dayandırmak çok adaletsizce olurdu..

Yardımcım

Artık ayakkbılarımı - kıyafetlerimi bizim oğlan seçiyor bende iki saat onumu giysem,bunumu giysem diye telaşe içinde kalmıyorum,
oh ya üzerimden kocaman bir yük kalkmış gibi birde cornetlerimin dibine saldırmasa..

En çok..



son yolcusu o eski zamanların
sana yazmış özlem dolu mektubu
tek derdi güzel sonları masalların
gözyasları doldurmus giderken boşluğu
en cok beni severmis o
beni aramış gözleri giderken
en çok beni severmiş o
beni aramıs gözleri

kalbinde belirsiz bi yolun kuşkusu
titrek sesinde umutların avuntusu
bir mendil eski bir resim bulduğum
tahta masasında bilmeden unuttuğu..

p.s;
Asfalt Dünya - En çok beni severmiş o..

silent.

Bazı kareler vardır gözlerini kapatsan dahi üzerine yapışır..

Nükleer Başlıklı Kız - Eğer istersen..

p.s;
kanatlarım yok ama uçabilirim..
Tamam,sen haklıydın..
mutlu ol şimdi.

Kahvaltım..

Aşırı güzel bir kahvaltı yaptım,aşırı mutluyum evet artık uyuyabilirim sanırım..

p.s;
O değilde biz lisedeyken okulda kahvaltı yaptığımızda bir simitle doyardık şimdi niye bir simit bir poğça ile anca doyuyorum? Bünye aynı bünye yok hayır simitlerimi küçülttünüz?
Bunu neden yapıyosunuz,neden benim pskolojimi bozuyosunuz,neden!

İsyan;

Uğur'un isyanına gel;

'facebookumuz yok diye biz sosyal değilmiyiz arkadaş,biz modern değilmiyiz! '

p.s;
yok arkadaşım fb yoksa bizden değilsin.

Çalışma programım

Kendime hazırladığım çalışma programına baktığımda kendime aşık oldum.
Sınavlar 21 mayıs pazartesi başlıyor benim programım;

'20Mayısa kadar kafana göre takıl,20 mayıs akşamı otur istatistiğe-finansa kas oldu oldu,olmadı canın sağolsun yat uyu sabah erken duaya kalk.'

just;

Avril - wish you were here.

follow.

Zannedilir ki twitterdan takip bırakıldığında hayatınıda artık duymak,bilmek,görmek istemiyorum.
Pek zalimce,pekala öyleyse.
 unfollow yaptım gitti noktası bende dursun

duvar..

'nereye baksan ondan bir parça var gibi..'
Parçalara ayrılmış beynin inatla hala aynı zaman diliminde işli,koşmaktan yorulmadı hala bu beden neden hala bu ısrar neden hala aynı cümlede dil,neden özlüyor kalp neden onun için alınıyor nefes.
'elimi uzatsam tutar mısın..'
Ah,bir uzatsan..

p.s;
badem - gittiğinden beri..

Please say there's no regrets

Sana doğru koştuğumu hatırlıyorum, ve çekmecenin dibinde gizli kalan boşluğumla sana getirişim uzun bir süreden sonra.
Gülümsemiştin tpkı güneşin batışını umuramadığımız gibi ve düşünecek hiçbir sorun yoktu.
Zaman akıyor ve sen aynı şekilde ellerimi tutmaya devam ediyordun öyle kaba duygulardan yoksun huzurun eşiğinde zamanın umursamadığı köhne köşelerde seviyorduk çünkü biliyorduk omzunda nefes alabildiğim sürece vardım ve sen kucağımda uyuyordun..
Kalbimi dinliyor nefesimi kontrol ediyordun,ateşimi ölçüyordun ben uyurken ve başucumda dua ederken aslında baktın ki olmuyordu ve biz sadece düşündüğümüz kadar iyi değildik,biz başaramıyorduk..
Bir gün incitici laflar sarf ettiğimiz zamanlarda koşarak sana sarılıp ağlayışım ve saçlarımı okşayışın tıpkı duaların kabulü gibi, ağlayarak uyurken dizlerinde saçların hala ellerimde, gideceğini-gideceğimi bile bile sen vedaları sevmiyordun.
Ve biliyorsun ki asla bizim kadar iyi olmayacak hiçbirşey, hayatının doruk noktasında gözlerin takılı kaldığında ve ellerin benden çok uzakta olduğunda istediğin kadar iyi hissetmediğinde ve yalnız kaldığında.
Gözünün takılı kaldığı bir eşya gibi şimdilerde sessizce bakmak sana yüzünü anımsayamamak hıçkıra hıçkıra ağlamak ve sen asla kıyamazdın, mecburiyetindim senin yapman gereken bir ödev asla yarım bırakamdığın bir iş gibi aslında hep daha iyisi.
Unutmamıza asla izin vermek istemediğimizden yağmurda ve güneşte hatta karlar yağdığında beraberdik hep daha fazlası için..
Sonra;
çirkin şeyler yaşanılan bir akşamla başladı herşey sonun başlangıcı diyorlardı buna yapma diye yalvarabilirdim dur lütfen,hayır ona öyle bakma,hayır ben daha iyisiydim,hayır sevdiğindim ve bizim şarkımızda dans edebilirdik,lütfen diyebilirdim halbuki sadece izledim.
Uzaktan bir tabure çekip olana öylece seyirciydim,daha fazla ne kadar katlanabilirdim oysa gülümserken sen bu ilk defa oluyor diye yalan söyledin,hayır ilki bizdik,banada mı yalan söyledin.
Bardaklar boşalıp doluyor ben seni izliyordum,sinirlenmeden üzülüyordum tam dokunup yapma diyecekken vazgeçiyor sonunu merak ediyordum,uyuyor olmalıydım ve sen kötü bir kabusta rol alıyordun daha iyisini isteyip beni kenara koyuyordun,hayır daha iyisi bendim,dayanamadım sen bizim yapbozumuzun parçalarını tek tek kaybederken kalktım ve gittim sonrası birdaha asla karşılaşmadık..

Gülümsemiştin,tıpkı güneşin doğuşunu umursamayıp uyumaya devam ettiğimiz gibi,kahvaltıyı öğle vakti yapıp film izlerken mısır yemek gibi,etrafa dökmek hiç sorun değildi,çünkü biz en iyisiydik..

p.s;
Avril - Remember when..

...

Ve yavaş,yavaş korkmalısın. Çünkü bu sabah yemin ettim.
Seni acıdan kıvrandırmadan,can acını yudum yudum tatmadan vazgeçmeyeceğim.
İnceliklerden kırılacak halim kalmadı benim ama vedalar soğuk olur sen üstünü sıkı giyin..

p.s;
Bu arada kupayı biz aldık sapıda sana kalsın.

Rengim..

Birine canm demek,yeniden,içten,samimi..
Zaman herşeyi çözer demiştik,onu bana getirdi,sarıp sarmalasın yarama kabuk bağlasın diye mi?
Çok sevmem için mi..
'dünya yansın koyverdim,bana biraz renk ver..'
Bazen düşündüğüm anlar oluyor, öyle inanıyorum ki ona, iyi ki bu olanlar başıma gelmişte böyle bir adamı tanıdım diyorum artık hiçbirşey acımıyor, acıyan tüm yerleri o parmaklarıyla bastırıp gülümsüyor ilk defa birinin gözlerinde görebiliyorum bunu fırsatçılık yok,bencillik yok,biz varız..
Öyle sabırsız ki, gelmek için davet bekliyor gel dediğim anda gülümseyerek yoldayım diyor..
'aç kapıyı ne olur dışarıda kaldım, çok üşüdüm sıcağına bel bağladım..'
Konuştukça sevdiğimi,geldikçe sevildiğimi hissediyorum,özel hissettiriyor, ne çok hasretmişim buna, canım diyor,benay diyor,sen diyor,biz diyor..
Eskiyi konuşuyoruz hiç çekinmeden,geleceği anlatıyor terreddüt etmeden..
'en başından biliyordum adalet vardı,hiç kimse duymasa bir duyan vardı..'
Sevgi paylaştıkça büyür,inançlar yeniden filizlenir konuşmaların şafağında, anlamlar çoğullaşır cümlelerde, ne olur bozulmasın artık..
Dürüst geldik birbirimize biz, kötü zamanlardan pay çıkartıp ömür bitçik bize, biz olmaya karar verdik, isimlerimizi ard arda telafuz edip cümle kurduk, o bana şarkılar yazdı biz yatağın üzerinde oturup beraber söyledik, o saçlarıma dokundu ben gülümsedim,giderken saçımdan biraz kesti,öptü,cüzdanına koydu..
Kavga ettik..
Bağırdık..
Sustuk..
Koştuk,sarıldık..
Gururu bıraktık biz,sevmeye adapte olup birbirimize yöneldik..
Biliyorum ki en iyi ilacım,en iyi sırdaşım,en yakın arkadaşım tek bir isimde şimdi..
Omzumda ki martıya ismini verdim,
benim yerime o öptü..

Huzurun huzursuzluğu.

Söyle, ruhun orospumu?
Tek kişilik aşk seni doyurur mu,
Tanımasaydım ki seni,
yutacaktım belki hepsini..
Hiç mi yorulmaz o beynin,
bin türlü belaya hep meğilin..
Bense tek tabanca sana geldim,
tutmayı sen beceremedin..
Bir sen,bir ben,birde kavgamız,
üç kişilik bir travmayız..
Ne kadar kaldırırsın bunu bilemem,
ama yok,alışkın değil ki bünyen..
Söyle hadi çok acımıdı mı,
zor mu geldi yoksa kaldırdın mı..
Kolayı seçmek senin e-halin,
yokki sana anlatmaya mecalim..
Söyle çocuk, çok koydu mu?
Kötümüsün yoksa huzurlu mu..
Benim ki bela anmazdı dilim,
ama Allah belanı versin senin..

Yan Etkileri..

Aşkın yan etkileri;
- Kıskançlık krizleri
- Midede oluşan kaybetme korkusu bulantısı
- Sürekli bir 'acaba şimdi ne yapıyor' paniği
- Aranmadığınızda unutuldum depresif halleri
- Herşeyden kıl kapma atakları
- Kavga sonrası gönül almak için yırtınma çabaları
- Ben daha çok seviyorum polemikleri
- Bugün göremedim tripleri
- Görüşmediğiniz zamanlarda aşırı tatlı alma isteği
- Yanyanayken iştah kesilme problemi
- Tartışma sonrası fazla sigara tüketimi
- Küsülen durumlarda sürekli uyku hali
- Çalan şarkıların hep ona yazıldığını düşünme durumu
- Güneşin doğmasıyla derin bir özlem durumu..

Bizim oralarda buna bile,bile lades derler.