Kare Bulmaca.

Hayat kare bulmaca gibidir.
Kelimeler ilerledikçe yargılama başlar..

Eğlenceli midir ?

P.s.

Ben 10 sayıyorum,nefesimi tuttum..

Anneme..

Dünyanın en mükemmel ailesine sahibim ben..
Çok şanslıyım doğuştan gelen bir şey bu..
Ama annemin yeri her zaman bir başka bende bazen ne kadar belli edemesem de paylaşamayacağım tek şeydir annem..
Anne karnında oluşumumdan itibaren sıkıntılı bir çocukmuşum ben.. Daha doğmadan önce çektirmişim sancılarla var oluşumun acısını..
Annem hiç tereddüt etmeden sahiplenmiş o anda bana,sancılarıma..
Daha o zamanlar belliymiş ne zorluklar çıkartacağım..
Göğüs germiş tüm acılara annem sebepsiz benimsemiş beni..
Elbette her anne benimser yavrusunu kanından canından olan bir parçayı..
Anneme aitim ben.. Her parçam,her zerrem...
Çirkin bir bebekmişim şimdi güzel olduğuma bakılmasın.. Gerçekten çirkinmişim hatta ebem bile buruşturmuş suratını kucağına alırken beni..
Annem sevmiş yine o koca kafamı pörtlek gözlerimi..
Dünyanın en itici bebeğiyken,kuzguna yavrusu şahin gelirmiş misali..
İlerledi zaman..
Yapamadığım noktalarda annem destekledi beni,o inandı o güvendi..
Herkes arkamdan konuşurken yine o korudu beni..
Ve bugünlerdeyim..
Başarım,müziğim.kendime güvenim.tarzım..
Herşey anneme ait aslında. O destekledi o verdi güveni..
Ne kadar teşekkür etsem azdır ki bu kadar zahmet karşılığında etmek lafı edilemeyecek kadar yetersiz bir sözcük..

Doğum günün kutlu olsun annem..
Sana sonsuz derecede minnettarım her daim yanımda olduğun ve olacağını gösterdiğin için..
Biliyorum dünyanın en berbat insanı olsamda yine seveceksin beni..
Benim sevdiğim gibi..
Nice yıllara..
Birlikte bir ömür nice yıllara..
Huzurun,sağlığın,mutluluğun bizim yanımızda olması dileği ile..
İyiki doğdun,iyiki doğurdun..

Seni çok seven kızın...

P.s

Annem 42 yaşına gelse de 30luk hatunlara taş çıkartır bu bir gerçek :)
Yanımda ablam gibi durmasına bazen kızsam da bir kızın sahip olacağı en güzel şey bu tabi şımartmamak lazım :)

Silent..

24,12,09...

Meşrep.

Sandallarla denize açıldığında demiştin ya;
''hayat okyanusun dibidir aslında..''
Sen hiç okyanusu gördün mü,
Dibine vurup yuttun mu suyunu acaba.
Sanmam kayıkçı. Senin hayatın palavra..
Midye kabuğunu tutarken ellerinde sanki istiridye kabuğu edasında,
Göstermiştin, kısarak gözlerini kırık,puslu gözlük camlarının ardında.
O zaman anlamıştım hayat aslında bir midye kabuğunun altında,
Ve sen yinelemiştin;
''Hayat okyanusun dibidir aslında''
Denizi kapyalabilmek için kaç sandal gerek,
Kaç midye kabuğu,kaç demir yeter dibe vurmaya,
Kaç soru sormak gerek dibe vurup dem tutanlara..
Kaç insan gerek bir cinayeti aydınlatmaya..
Ve kaç harf gerek boğazda durup yutkunamadığımız sözcükleri anlatmaya..
Tükürmek gerek..
Anlayıpta konuşamayan tüm insanların suratlarına..

.

İyiki doğdun...
Bir ömür daim olmak dileği ile..
Nice mutlu yıllara..

Ben.




Deli karının çeyizi gibi dolaşıyorum ortalarda yahu..
Ne ayıp ama .

Mil.


Şimdi hissediyorum eksikleri. Gecenin bu saati karanlığın tam zirvesiyken şuan duyumsuyorum bir şeylerin sürekli devam ettiğini..
Balık yüzüyor ben bakıyorum balık hala yüzüyor. Umurunda mı dünya bilmiyorum ama bazı şeyler var ki dile getiremiyorum..
Öyle hazımsızlık çekiyorum ki utancımdan ne ağlayabiliyor ne gülebiliyorum alalade bir sıfatla duruyorum odamın tam bu noktasında ..
Saat tam 3.
Uyku tutmuyor iştahım bir açılıp bir kapanıyor vücudum da isyan ediyor bu içimde ki sıkıntıya ya çıkart at ya bütünleş der gibi.
Ne çıkarıp atıyor ne içine gömülebiliyorum.
Ceket kokuyor adam.
Adam kokuyor ceket;ceket benim üstümde şimdi sadece ben kokuyor herşeyiyle.
Fuzuli bir yalnızlık kaplıyor içimi acıtan bir gülümseme yerleşiyor yüzüme bu böyle ne kadar sürer bilmiyorum.
İlgi odakları arıyorum kendime matematiğin sonsuzluğuna kanıyorum,rüyadan düşünce yeniden uyanıyorum..
Ben hala uyuyamıyorsam bil ki o ''bir dakika'' için bekliyorum.

P.s

Mil olmayacak arada.
Biliyorum.
Belki bir kaç karıştan biraz fazla..

Kıbrıs.

Birisi vursun tam yüzümün ortasına.
Kendime gelmek istiyorum.

Üstüne üstlük bak ne kadar güzel diye teselliler alıyorum..

Olmadı,yapamıyorum..

Pisi Pisi

Aslandı..
Sakallarını kesti pisicik oldu

Ha ha ha...

Yok canım vallahi gülmüyorum; gözüme bir şey kaçtı sadece o yüzden yoksa çok yakışmış..

Derler yavrum derler; gözüme bir şey de kaçtı derler, gel pisi pisi de derler

Ps.
Bir aslan miyav dedi...
ha ha..
Muah !

Et tırnaktan ayrılırmı? Ayrılır.

Sevgili blog.
Başıma neler geldi neler..
Öncelikle;
şunun kanaatindeyim ki 2009 benim için olumsuzluklarla dolu bir yıldı..

Efem geçtiğimiz pazartesi günü sol ayağıma bowling topu düşünce tırnaklar fora ne kanadı ne kanadı anlatamam vücudumda o kadar kan olduğunu hiç tahmin etmiyordum.
Eve nasıl geldiğimi hatırlayamıyorum bile ayağımı kullanamaz hale geldim, mecburen çekilmek zorundaymış tırnak..
Babanın gelmesini bekledik babacık geldi hastahane yolunu tuttuk..
Aman diyorum o hastahaneler o saatlerde o aciller ne dolu neler var neler bir an için ayağımı unutup halime şükrettim derken bana bakabilecek bir doktor yok.
Ya genel cerrah olmalı ya ortapedi başkasına baktırtmıyoruz efem.
Tam 8 tane hastahaneye gittik o saatte 4ü özel 5 i devlet her muaynede aynı şeyi söylüyorlar '' bu tırnak çekilmeli'' E çekin o zaman! çekilmeli çekilmesine de bir Allah'ın kulu çekmiyor çekecek adam yok..
Uzun bir uğraştan sonra ertesi güne ertelendi çekim işi..
Ertesi gün gittik bende fevkaladenin fevkinde bir korkma bir tırsma bir yusuf,yusuf..
Aldılar beni bir odaya yatırdılar sedyeye cerrahi örtüyü serdiler ayağımın üstüne ışığı flan tuttular uyuşturucaklar..
Utanarak söylüyorum ki efem çok ağladım o iğnelerde tırnak çekilirken gıkım çıkmadı ama o iğnelerde yırttım ortalığı iğne deyip geçmemek lazım uyuşturmadan çekselerdi tırnağı daha az canım acırdı herhalde..
Çektirdik döndük eve.
Dün pansuman vardı. Aşağıda ki sağlık ocağı hemen eve 5 dakika gidelim yaptıralım dedik.
Yattım yine sedyeye bende iyi alıştım nerede bir sedye görsem yatasım geliyor.
Hemşire geldi sargıyı bir açışı var sanki kadına borcumuz varda o şekil davranıyor manyak mıdır nedir piskopat hatun tutuyor çekiyor flan pansuman yapmadan sargıyı değiştiriyor dedik hatun napıyorsun sen sargıyı değiştirecek olsam ben evde kendimde değiştirirm hiçte kulak asmıyor o çekilen tırnakların üstünde sarı bir bez vardı kurumuş oraya yapışmış o normalde üstüne batikon (ismini tam yazamıyorum affola ) sürüp bir iki dakika bekletip yumuşadıktan sonra çekmek lazımmış ama bizim hatun tuttu bir çekti cart..
Ah o an keşke diyorum sağlam olan sağ ayakla çaksaydım tekmeyi uzatsaydım iki seksen yere yamulsaydı da.. Acıdan yapamadım..
Hayatımın en büyük ızdırabını yaşadım neredeyse hastahaneye kadar yürüyerek gitmiştim dönerken sürünerek geldim gerisini siz tahmin edin..

Şuan iyi sayılabilirm ağrılarım var bir saate kadar doktor yolunu tutacağım hadi bakalım hayırlısı..

P.s

Buradan kendini çok büyük bir halt zanneden hemşirelere sesleniyorum ;
Kimsiniz layn siz ? Kimsiniz !
Bir iyileşeyim dürcem defterinizi..

Erdem..

An gelir yanınızda olanlardan,onların herhangi bir durumundan utanç duyarsınız kendinizce giyinişlerinden,sözlerinden yada davranışlarından..
O an o kişinin oracıkta yok olmasını diler kendinizi yerin dibine geçmiş sayarsınız o fevkalade görüntünüzle yanınıza yakıştıramazsınız..
Herkesin tattığı bir duygudur bu eminim..
Bencilliğimiz, kibirimiz karşımızdakinin insan olduğunu unutturur bize.
Oysa düşününce gözleriniz dolacak kadar utanırsınız kendinizden keşkelerin bini bin para..
Keşke olmasaydı güzel olurdu ama..
Oluyor işte,insanlık kanının son damlasına kadar kibirle dolu..
Sonra gün gelir o insan bir daha dönmemecesine çıkıp gider hayatınızdan.
Düşünürsünüz sonra..
Oysa o insan hiç gün yüzü görmemiş,sizin imkanlarınıza asla sahip olmamış,hayatının en güzel anları mahalle aralarında dolaşan ucuz dedikodulardan ibaret olan,özünde iyi dışında elinden geldiğince dik durmaya çalışandır..
Aslında siz neler kaybetmişsinizdir..
Tüm bunlar gerçekten burnunuzda sızı hissetmenize neden olan düşüncelerdir ve içinizi kemirir belki hiç söylemez hiç öyle bir duygu tatmadım der gerçeklerden bir adım daha kaçar yine kendi kendinizi yer bitirirsiniz..

Ben babannemden hiç utanmadım..
Bugün düşündüm uzun bir aradan sonra ilk defa onu güldüklerimizi,yemeklerimizi,bizi,ailemizi
son nefesini verdiği anı tattığı acıyı gün yüzü görmeyişini benim imkanlarıma asla sahip olamadığını kendi zamanına göre oluşan düşünce yapısını..
benim ucuz kızgınlığımı aslında ne kadar da yanlışlarla dolu olan düşüncelerimi..
Onun pilavı karıştırışını,mutfaktayken söylediği şarkıları,her malzemeden en güzel yemekleri çıkartışını ..

Haksızdım sonuna kadar.
Ben senin gibi düşünemezdim,yeni çağın jenarasyonuydum senin yaşadığın dönemi bilemezdim..
Çocukça problemlere takılırdı benim aklım ..
Sen giderken değil gittikten sonra anladık meğer yokluğunun ne denli büyük bir boşluk olduğunu..
dedemde bir mahsun şimdilerde bazen dikkat ediyorum da öylece sabit takılıyor bir noktaya,kim bilir o noktadan kaç tane yüzün geçiyordur biz desen ne aynı ne değişik sürekli bir koşturmaca içerisinde..
Çiçeklerinde yok artık bahçede zaten kim bakacaktı ki o kadar çiçeğe..
Kuşların yemlerinin de yerlerini değiştirmişler gelmez oldular eskisi gibi bahçeye.
Komik gelecek belki ama senin yan komşu bile gözleri dolu dolu anar oldu seni böylesi çok acı be babaanne..

Duygular sineye çekilince hissediyor insan acısını,ev bomboş kalınca..
Yada nerede yaşlı bir kadın görsem hissediyorum seni hatta inan böreklerin bile tadı yok sen gittin gideli..

İşte herkesin unutmaya yüz tuttuğu anda ben hatırlamaya başlıyorum seni..
Alışkanlıkların başladığı anda benimkiler hala teredütte..
Oradan bir yerden görüyorsan bizleri sigara içtiğimi de görmüş hatta uzun uzun söylenmişsindir
aslında ben bile bazen bundan şüphelenip bırakıyorum içmeyi ..

Acısıyla,tatlısıyla özledik seni..
Sen son bahçe fotoğrafında kal şimdi..

Şırfıntı.

Bugün ilk defa sinirlerime hakim oldum çok hayretler içerisindeyim sayın doktor çok..
Konu şu efem;
Hastahaneye gitmem nedeni ile derse 4 ders geç kaldım olsun geç olsun güç olmasın mantığı ile girdim derse.
Yerimde bir hatun,neyse dedim kalkar herhalde bekle bekle bekle dersler geçiyor gidiyor en arkadayım koca sınıf hiç bir şey anlamıyorum dersten,körüm birazda göremiyorum ki..
Dedim kalk Silent git güzel,güzel hatuna söyle derdini kalksın yerinden..
Gittim mi?gittim efem..

''Ya kusura bakma arkadan göremiyorum da yerimden artık kalkabilir misin?''
Yanıt;
Hatun bir kere yüzüme baktı beni şöyle baştan aşağıya bir süzdü hiç cevap verme tenezzülünde bulunmadan kafayı çevirdi dergilerini karıştırmaya devam etti..

Ben?Peki ya ben ne yaptım?
Mal gibi dikildim biraz tabi aklımda binbir plan, diyorum tut saçından kır ağzını yüzünü sonra diyorum hayır sen bir hanımefendisin yapma etme geç bırak bugün böyle ziyan olsun içimde ki şeytan hala devam ediyor planlarına ya delimisin bir şırfıntı yüzünden neden ziyan edeceksin gününü vur bir tane vs vs vs..

Ama yapmadım ellerimi masada iki şıkırdattım peki dedim yarın görüşürüz edalarıyla hanım efendi gibi geçtim en arkaya gün boyunca gözlerimle kızı lime lime ettim..

Şimdi..
Kendimi öncelikle bu hanım efendi davranışımdan ötürü tebrik edip önümde saygı ile eğilip kucak dolusu öpücükler gönderiyorum,
ikincisi ise bu gece erkenden yatıp yarın sabahın köründe kendi sıramı kapmak için yola çıkacağım..
He baktım yine benim yerime; Bu sefer içimde ki faşist Silent'a hay hay deyip emirlerine uyacağım..

Ne yapalım..
Ne demiş atalarımız;
'' Laftan anlamayanın hakkı kötektir ''

Adam.

Bu adamda çok pis bir yetenek var.
Yetenekten ziyade fevkaladenin fevkinde bir hırs..
3.ayında müthiş bir gitar çalma potansiyeli..Ne var bende yaparım demekle olmuyor.
Bu adam kursta almadı,derste görmedi.. Bugün ilk defa olarak o çaldı ben söyledim.
Şimdiden artistik hareketler taslıyor bana.Böyle giderse bir sene sonra bana tozumu yutturacak.

Yok hayır yarın bir gün derse ''dur bak şarkının o bölümü öyle değil böyle '' diye,
Bende ona artistik teakwondo hareketlerimi göstermekten korkuyorum..

Yoksa kıskandığımdan değil canım...
Helal olsun .
kendimi değil,onu düşünüyorum..

P.s;
(Bknz; Silent ayak yapıyor..)

Kontör

Hastahanenin bahçesinde bir banka oturmuş sıramın gelmesini yarı uyuklar bir vaziyette bekliyorum.
Anne ile küçük canavar diğer tarafta derken yanıma oturan 70 küsürlü yaşında ki kadının telefon olayı dikkatimi çekti..

Önce gözünde ki gözlüğü çıkartıp yerine yakın gözlüğünü taktı. Sağ avucunda telefon sol elinin işaret parmağıyla numarayı çevirdi.
Teyzemizin baş örtüsünün üstünden kulağına dayadığı telefonuyla yaptığı görüşme ;

'' Kenan kontörüm bitti ara beni! ''

Gelişmekte olan bir ülkeyiz..
Kim demiş eskiler hala eskide diye..
Yok canım..

Teyze annemize acil kontör gönder Kenan ağabey..

Abant..

Abant yolcusu kalmasın...

ou..
Cız bız sucuklar, atlar, yavrular cıstak cıstak mangal..
of..
Acıktım..

Gebze-Harem.

Taciz;
Davalı-davacı-dava..
Evet,bugün yaklaşık babam kadar bir adam tarafından uğradığım durum budur.
En sonunda dayanamayıp ortalığı birbirine kattığımda adam tarafından aldığım tepki;
''Abla o ayağım benim yanlış anlamışsındır sen''
Angut! Ayağınla elini ayırt edemeyecek miyim ben!
Nefret ediyorum bu tür durumlardan..
Hatta yabancı bir erkeğin yanlışlıkla koluma değmesine dahi tahammülüm yok.
Ne insanlar var ya.. İnsan demek için şahit gerekir.
Kendi kızlarına,karılarına böyle bir durum olduğu taktirde cinayet işleyen tiplerdir bunlar genelde ama kendileri gayet güzel bu tür olaylarda ustadırlar..
Diyebilecek hiç bir kelimem yok. Bir kaç şerefsiz için ağzımı bozmak istemiyorum.
Yeterince sinirlerim bozuk gerisine gerek yok sanırım..

Son söz.
Asacaksın böyle bir kaç orospu çocuğunu meydanda bak ondan sonra bir daha yapabiliyorlar mı.


P.s.
Seçimlerde Osman Pamukoğlu'nu başkan seçeceğiz.
Oda idamı geri getirecek. Böyleleri için gayet gerekli bir husustur bu..
Kabul edenler,etmeyenler?






Hayatı tartışmak seninle..

Endoplazmik hayatlar,
Sera etkisinde ki aşklar buğulamış perçemi düşmüş alnını..
Kimsenin bilmediği,ve daha varolmamış bir dünyanın esirisin şimdi.
Ayak parmakların ıslak,binlerce zebaninin çevrelediği kuru toprak üstünde,
içinde birikmiş; bir kez olsun doya,doya küfür edemeden yok olan insanların adaleti.
Hayat bu.
Çoktan seçmeli;
Bir varmış,bir yokmuş masallarıyla küçücük yaşta kandırılan çocukların gerçeği.
Ben sadece şarkı söyleyebilirim sana,
Yolun karışır,düşer yüzün avuçlarına.
Sen sadece uyurken izleyebilirsin dünyayı..
O çok sevdiğin ara yol fahişelerinin ipeksi saçlarında.
Oysa dokunamaz,uyuyamaz,konuşamaz beynin,
firarını aylar önce yapmış bir idam mahkumu gibi.
senin şimdi alnın gibi;
ellerinde perçemli..


Silent..

Bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu..

Bugün televizyonda ''Kahrolsun Emperyalizim,Kahrolsun Amerika! '' diye elinde pankart taşıyan bir çocuk gördüm efem..
İyi hoş..
Lakin;

Ayağında Superstar (Adidas) vardı. hemde şu yanında NewYork yazan janjanlı olanlardan..
Polislerden kaçarken; genelde kalça kısımlarını hedef almış kamera sayesinde de kotunun Lives olduğu gözden kaçmamaktaydı..

Ay ben size bayılıyorum ya..

Protesto.

IMF başkanına ayakkabı atan And. üni. öğrencisi aynı zamanda gazeteci olan vatandaşı destelerken birde şunları da gözardı etmemek gerek diye düşünmekteyim efem..

Kriz döneminde kimseden borç bulamazken IMF'den gidip borç istedik..
Biz istedik o verdi..
Yoksa bu kriz kolay atlatılamazdı. Ama buda onun işine geldi tabi.. Kimse vermezken onun vermesi tartışılır.. Suç kimde.. Hepimiz biliyoruz elbette..

Ha şu da var.
Bir yanım derinden destekliyor bu yürekli genci..
Bunlar sadece benim nacizane görüşlerim efem.. Affınıza sığınırım,politika gibi olaylara girmem..

Birgün gazetesinin dediği gibi..
Bir gün herkese bir ayakkabı gerekebilir..

Ps..
Bugünlerde serisi çekilmekte olan ''alın-verin.. Ekonomiye can verin'' reklamlarında ki bir oyuncakta siz alın önerisini görüp tabi ki diyerek (maksat ekonomiye katkıda bulunmak ) gidip Made in China olan oyuncaklardan yada avrupayi ürünler alan zihniyetleri tam alnının ortasından öpüyorum.
Gerçekten. Çok şekersiniz. Siz olmasanız ne yapardık..



Oha!

Münevver cinayetinin zanlısı Cem G.'nin facebook sayfasının altına yazılmış yorumu itina ile buraya yazıyorum..

'' ayy kısa saç ve uzun sakal bir insana bu kadar mı yakışır janım benim yaaa''

'' ya böle tatlı bi çocuk cinayet işleyebilir mi? Bence uzaylılar yaptı bunu kesinlikle sonrada cemin üstüne attılar hem zaten amerikada uzaylı fosiline rastlanmış! kıyamam buna ben ya bebemm ''

Bunlara ne denir?

Hiçbir şey denmez anacım..
Alınır itinayla bizim eş cinsel deli sapık sekretere bir güzel paket yapılır,yollanır,adrese teslim edilir..

Ps.
Pardon siz gerçek misiniz?

Sekreter.

İş yerlerinde patronların sekreter tacizleri; hemen hemen artık garipsenmeyen bir konu olmuştur.
Peki ya sizi taciz eden sekreterse?

Yahu; hatun geldi dudaklarımdan şap diye öptü ( ! )
Şimdi ben tacizmi edildim?
Allahım sen koru yarabbim.
Avukat istiyorum en acilinden....

Veda..

Aslında yazılabilecek hiçbirşey kalmadı artık onun hakkında..
Hiç bilmediğimiz şeyleri öğrendik bugün,hiç yapmadıklarımızı..
Henüz çok sıcak,daha yerleşmedi içimize, ev çok kalabalık daha fark edemedik yokluğunu,aslında o evin sensiz ne kadar boş olduğunu..
Çok kalabalıktık bugün.
Boludan anneannemler bile gelmiş oturup iki laf edemedik yüzyüze,boştu içimiz daha çok yeni.. Henüz çok taze.
En azından beni daha çok sevmeni yeğlerdim ben. İçimde burukluk yerine yeterince bol anı kalsın diye.
Abimden şikayetçiydin ya sen. Bak bugün oda geldi işte..
Herkes tamdı eskisi gibi herşey yerli yerindeydi de bir sen yoktun işte..
Sonra geldin sen.
O ana kadar tuttum kendimi. Güçlüydüm yada henüz farkında değil.
Arabadan indiğinde dayanamadım süzüldü yaşlar benim hiç hayalim değildi bu.
Yine gelecektin böyle olmasaydı ama gülerek inecektin..
Cenaze Nakil Aracı değilde belki bir taksiyle gelecektin..
Öyle yada böyle. Özlediğin çiçeklerinin yanına geldin,bahçeye. hani hepsini sen dikmiştin ya..
Masa çekildi ortaya sonra sende üstüne..
Boylu boyunca..
Açıldı tabutun.. Ayakalarından başladım seni süzmeye.. En son yattığın çarşafın içinde.
Açtılar yüzünü.. Sonra annem girdi koluma.. Sonra sen,dokundum.
ELlerim buz gibi yada sen çok soğuktun anlayamadım.
Sonra aldılar götürdüler.Dayanamadım geldim yürüdk ardından..
Son görevimi yaptım sana.. Yıkadım o buz gibi mermer taşın üstünde, Yüzünden aşağı döktüler suyu nefes alamazsın diye korktum bir an,kadın baktı yüzüme iyimisin dedi kafa salladım.
Beni çıkarttılar, seni sarıp sarmaladılar..
Yeniden geldin mahallene..
Bak ne çok insan varmış meğer seni seven. Bu sefer inmedin arabadan indirmediler.
Yine boşaldı içim yine buz gibiydim bir kaç km uzaktan işitir gibi dinledim...

Hakkınızı helal ediyormusunuz .
Helal olsun.
Hakkınızı helal ediyormusunuz .
Helal olsun.
Hakkınızı helal ediyormusunuz .
Helal olsun.

15.09.2009

Ölüm saati 21,05..


Doğal Afetsin..

Bugünlerde gündemde olan sel felaketi gibisin.
Yağarken bereket dedirten,
Bitince lanet ettiren..

İğneler..

Sen ve ben bir toplu iğne gibiyiz sevgilim..
Başı sen, ucu ben..
ben olmazsam iş göremez,sen olmazsan kimse bana değemez..

Değnek.

- Nerenden tutarsam tutayım anlayamıyoruz birbirmizi ..İki ucu pisli değnek gibisin..

- O zaman; ortamdan tutmasını öğreneceksin..

Alafranga..

Kotunda ki zikzak çizgiler gibiyim..
İçimden geçer,yine sana dönerim..

..



Bir mum gibisin odamda..
Üflediğim de bitireceğim seni,
karanlıkta kalsam da..

Babanne

Yarı koma halindeyken bile hala tek gözünü açmaya çalışıp sağa sola laf sokan tek insandır benim babannem..
Alem,çetin hatundur..
Aksidir,inatçıdır,dedikoducudur,
ama sevdiğim bir hatundur..
Burada da pes etmez diyorum hala..
Dedim ya dişli hatundur..
Tırnaklarını geçirmiş bir kere hayatın sırtına,
Kolay kolay bırakır mı yahu..
Sen bizi yalancı çıkartma babanne..


Ps..
Akşam 23 civarı haber geldi..
Solunum cihazına bağlanmış. Boğazdan delik açmışlar o şekilde oksijen gidiyormuş vücuduna..
Üzüldüm üzülmekten ziyade bir tuhaf oldum.
Hiç bu kadar kötü görmemiştim onu.
Bazı şeyler sonsuza kadar o şekilde kalmıyormuş..
Şimdi saf saf oturmuş,sıfır umut kara haber tez gelir yolunda ilerliyoruz..



Ramazan..

Kendimi uzun zamandır ilk defa bu kadar afedersiniz ama piç gibi hissediyorum..
Ben garip ben öksüz ben yetim..
Annesiz hayata alışmak imkansızın ötesinde bir durum. Bir kere her akşam ne yiyeceksiniz her sabah nasıl kalkacaksınız.
Anne demek sizin evlenene kadar hayatınızı geçindiren en olağan üstü varlık demek.
Babamla idare etmeye çalışıyor gibiyiz aslında durum çok vahim fakat çaktırmıyoruz.
Bu akşam babamla deli gibi sahur alışverişi yaptık abartısız 5 markete girdik.
Her girdiğimiz yerden bir iki poşet bir şeyler alıp başka marketlerde yeni arayışlara doğru yol aldık.
Sonunda da akşam yemeği olarak ücra bir sokak köşesinde arabanın içinde kokoreç yedik.
Akşamın en güzel tarafı bu olsa gerek. (Ahmet bey amca çatlasın )
Kim demiş kokoreç iğrenç diye. Nimet o nimet. Hem bugüne kadar kaç yemeğe şarkı yazılmış beste yapılmış cümbür cemaat söylenmiş?
Kokoreçe tabi yahu..
Bol acılı,bol yağlı..
Aahh.. Birdaha olsa birdaha yerim.
Biliyorum bazen başkalarına göre oldukça iğrenç bir karaktere sahip bir yaratık olabiliyorum ama onlarında ağızlarının tadı yok..
Tutturmuşlar bir ben b*k yemem lafını. Burun çeviriyorlar..
Her b*ku yiyorsunuz da bunu yeseniz ne olur..
Ağzınızın tadını bilmiyorsunuz..

P.s;

Bir kaç saat sonra sahur..
Yarın iş var. Sigara yok..
Herkese iyi ramazanlar diliyorum cici bir insan olup.
Yahu sevabına uyandırın şu garibi ya..
Ödemeli atsanız da olur
Malum annemiz yok..

İstanbul'da

Yol kenarında oynayan çocuklar gibi,
Topum kaçtı bugün yola..

Şimdi ayaklarımı karnıma kadar çekip gözlerimi kapatmak istiyorum. Belki hiç kimse umurumda olmayabilir..
Belli ki herkes içime kadar işlemiş..
Kararsızlık en kötü karardır demişler. Kim demişse iyi demiş.
Şimdi en kötü kararı uygulayıp bilinmez bir kaos içinde kararsız savruluyorum..

Evin önünde sulanmayan çiçekler gibi,
Başım düştü saksıma..

Uyumak saatlerce,sessizce kimse uyandırmadan bedenimin ayılmasını diliyorum.
Çok geç olmadan..
Zaten daha çok erken..

Kaçamayıpta saklanan kedicikler gibi,
Sığındım senin sıcaklığına..

İnsan yalnızca soğuk havalarda mı üşür?
Her daim bedeni soğutan düşünceler vardır.. Küçücük beynimiz de kocaman akıl almaz cevapsız sorular..
Cevapları hangi sandıkta saklı.
En son saklanan sandığın anahtarı kimde kaldı..

Sevemiyorsan İstanbulu benim gibi..
Kaçalım yine bozkırlara..

Cevapsız kalmak istiyorum birazda.. Bana sorulan sorulara sadece omuz silkip bilmiyorum diye cevap verebilmek.
Üstüme gelindikçe birşeyler üretmek yerine sadece omuz silkmek.
Çoğu zaman gibi odama kapanmayı düşlemek..


İstanbulda neyim var. Ne kaldı ki kalabalıktan..
İstanbulda kimim var. Kimin için bu toz duman..

Şimdi;
Karnımda bir avuç karınca kırıntı taşıyor sanki boğazıma..
Yutkundukça dolaşıyor nefesim göğüs boşluğuma..

Karma ..

Bugün yanıma bir sekreter aldım.
İyi hoş şimdilik cici bir kız.
Daha tanımıyorum tam olarak ama iyidir herhalde en sonunda bunu beğendim.
Napalım anacım seçiciyim çok.
İş,şirket hayatı şimdilik normal bir seviyede ilerlemekte.
Babamın demesiyle büyürken batan tek şirket biz olacağız..
Hayırlısı.
Ev hayatım pek yok denecek kadar az..
Monoton daha doğrusu..
Sabah kalk git akşam gel babanneye git..
Alışmaktayız..
Entellektüel bir iş kadınıyım..

P.s
Önceleri sigaranın izmaritini bahçeye atardım aşağıdan bağırırdın tamam anlardım kızma sebebini..
Amma velakin şimdi yola,asfalta fırlattığım da ne bağırıyorsun be kadın?

Allahın yolu,sanane be Neriman..

Abidik Gubidik..

Bu adamın gırtlağını sıkıcam. Az kaldı!
Yahu bu kadar zor ismim mi var benim? yok hayır olay o değilde bütün acayip isimleri bana söyleyebiliyorda nasıl oluyor benim o normal mi normal ismimi bir türlü o küçücük beyninde tutamıyor ona aklım ermiyor..
Yahu Benya-Ayben-Aysen-Berna... BENAY'dan çokmu daha kolay?
Allaam yarabbiim....

Birde arkamdan Ayben Ayben diye bağırdığında bakmıyorum diye tavır yapıyor..
Kıl ya..

Somebody save me..

İçimde şefini kaybetmiş bir orkestranın üzüntüsü..

Dışımda bir Charlie Chaplin gülüşü...

Aslı

Yoğun günler geçirmekteyim efem.
Bunlarıda şirketten yazıyorum. Eve gidince pek hal derman kalmıyor..
Efendim asıl anlatmak istediğim bir konu var.
Hayal kırıklığım.
Şirkette cari hesaplar.bordrolar, telefonlar derken çıldırıyor bazen insan, hele karşı hatta ki insanların hepsi numuneyse..
Ama K.Kimyadan Aslı hanım bunların çok ötesinde.
Anem yarebbim o nasıl tatlı konuşma o nasıl tatlı dil güler yüz mest olup yamuluyorum derkene Aslı demezmi telefonda şirketinizi ziyarete gelicez diye.
Hiç görmemiştim daha önce onu ama sesinden tipini hayal edebiliyordum..
Kumral ince,narin çıtı pıtı 20li yaşlarda bir hatun..
Naa..h!
Kanmayın anacım telefonda ki sese,o gülüşlere aldanmayın..
Aslı bir geldi şirkete anem o ne!
30lu yaşlarda gayet balık etli (balığın balina cinsi ..)
Kısa kıvırcık saçlı beyaz tenli Bir hatun..
Hüsrana uğradım,hayallerim yıkıldı.
Ya yalnız bu yazıyı karşı tarafdan ben okusam ya kendimi erkek sanar yada eşcinsel olarak nitelendirip pis sapık der sayfayı kapatırdım.
Ama ne bileyim Aslıyla konuşmak çok güzeldi güleç şen şakrak.
İşte öyle efem..
Yani işin aslı...

Aslının aslı aslında baya farklıymış.

Ama hatunun sesi hala çok tatlı..

Onurun sorularına cevap.

Eğlenilecek adam var. Evlenilecek adam var.
İyide koçum.
Eğlenebilecekler heryerde peki evlenebilinecekler nerde?

Faks.

Hangi insanoğlu şirketteyken faks geldiğinde ve faksta ;

'' kiloluk ... çeyreklik ...
Acil olarak sevkini rica ederiz ''

yazdığında faksı alıp altına kalemle

'' Emriciniz olur efendicim de OLSA TÜKKAN SİZİN ''

yazar ?

evet evet evet evet ben yaptım..
Şirketi batırmak üzereyim..
Babama selamlar ola..

Suikast.

ben ne yapıyorum ?
İnan hiç bilmiyorum..

Şirket.

Eğer çalışıyorsanız,
Şirkette babanız da varsa..
Tek tatiliniz cumartesi,pazarsa..
Normalde birisi laf söylediğinde çem çem konuşup,
telefonda hatunun biri laf söylediğinde susuyorsanız..
Agustosta ramazan geliyorsa,
ve sizin çıkışınız eylüle denk geliyorsa..
Bütün sene çalışıp hep bu tatili beklediyseniz..
Şirkette sıkıntıdan ölmek üzereyseniz..
Tuvaletiniz geldiğinde telefonların hepsi çalmaya başlıyorsa..
Karşınızda heskes sigara içiyor fakat siz babanız olduğu için
'' hayır kullanmıyorum'' diyerek nazikçe gülümsemeye çalışıyorsanız...

Çok boktan bir durum içerisindesiniz..

Dem.

Satılık bir ruh.

Alıcısı;kiracısı..

Birde ruhu çoktan kayıp bir rum balıkçısı..

K.

Saat sabahın 5'i..
Karnım acıktı.
Kortiyle aramızda 4 mahalle felan var..
Yavrum acıdı bana,tost yaptı getirdi camdan verdi..
Boludaysanız,depresyona girmek üzereyseniz..
Size en iyi gelen şey;
KORTİ!

I'm sorry that I hurt you

-Ben zaten yeterince gerginim burda.. Birde sen germe!
- ..

Herkes hata yapabilir be bal..
Yapma böyle,hadi gülümse bi kerecik; kocaman gülümse. hatta kahkaha at! Özledim..
Olmadı değilmi..
Hayır olmadı..

Sana kocaman bir hoşçakal diyorum ellerim dudaklarımda bir sürü öpücüklerle..
Sanki sabah gidip akşam dönecekmişsin gibi.
Geldiğinde kocaman bir merhaba diyeceğim. Söz veriyorum. Şimdi rahat ol gerilme nefes al derin derin..
Beni düşünme.
İyiyim ben. Bilirsin zaten beni. Ne kadar dikkat et desen de asla etmem kendime,laf aramızda sakarım birazda..
Elimde olmadan çarparım oraya,buraya.
Dedim ya.. Sen tanırsın beni..
Kahvede yok zaten burda. Gizli,gizli sigara merasimleri.
Anca o paklar bizi.
Değişik gezi planları yapıyoruz birde arada seni düşünüyorum kilo alıyormu acaba diye sonra durup kıkırdıyorum kendi kendime.
Bu gün bir elbise aldım kendime bilirsin ne zaman moralim bozuk olsa annem sürekli bir şeyler alır bana.
Elbiseyi görmen lazım baya sevimli,rengi de gri..
Sonra akşama doğru balkonda uyumuş kalmışım..
Buranın havası orası gibi değil bal. Çok soğuk oluyor akşamları üşümüşüm baya sonra dan fark ettim bileklerim donmuş meğerse.
Neyse dedim ya ben böyleyim işte.
Yarın depresyona girmeyi planlıyorum izninle.
Sigaraya da zam gelmiş.
Korayın lafı;
Kiminki kalkarsa bize doğrultuyo..
Ayıp ama aynen öyle.


Senin için bir sürü parça seçtim..
Hatta şuan Reason çalıyor..

I've found a reason for me To change who I used to be..
A reason to start over new .. And the reason is you..
and the reason is you..
I'm sorry that I hurt you..

Bak şimdi bunları dinle..

Hoobastank - The reason
3 doors down - here without you
Shakira - Underneath your clothes
Moroon 5 - She(he) will be loved..

Bunları senin için seçtim.
özellikle Reason'ın sözlerini okumalısın. Okursun zaten o zaman beni anlarsın..

Çok konuştum ben yine..
Seni çok özledim sadece..
Hoşçakal bal..
yada benimle kal..
Saçmaydı biliyorum..
Nasıl istersen öyle kal..

Tesadüfen bir yerlerde karşılaşmak dileği ile..

Bolu.

Yazmayalı bir hayli olmuş.
Burada günler bir başka geçiyor. Güne huzurlu başlıyorsunuz gün içinde sıkıntı basıyor akşam olunca heycan dorukta..
Omzuma geçmiş olsun.. Sebebi malum. Kuzenim..
Len olum gidelim diyemi yapıyosunuz bunları ..
Geçelim lütfen..
Kuzeni evlendirdik. Aman yarabbim o damat ne öyle ya shrek 3!
Kızımız pamuk prenses damadıda cücesi..
Neyse geç bunları.
Çok oynadık düğünde,kınada ee kuzenimiz ya..
Biz oynamayacağız da kimler oynayacak..
Bizde oynadık işte..
Kızı da verdik oda gitti.

Cuma,cumartesi,pazar festival vardı burada
Grup Galata ve daha bir sürü grup sahne aldı.
Ama en çok Galata hoşuma gitti. Niye bilmiyorum. Pop sevmem,grup genel olarak Kenan Doğulu çaldı. Fakat yavrunun elinde ki Telecaster dan atılan sololar bana Popu flan unutturdu aşina bir şekilde dinlledim.
Bu arada seside oldukça güzeldi yavrucağın pek beğendim. Birde saçlar vardı adamda kalçalarına kadar yahu ben uzatamıyorum o kadar sen nasıl uzattım kurban olurum ya..
Öyle işte.
Fotoğraf çekiyorum ara sıra.
Dayımın taekwondo salonunun afiş projesini bizzat üstlenmiş ve başarılı bir şekilde bitirmiş bulunmaktayım.
Şimdi dükkanların camlarında flan asılı biraz bi taraflarım kalktı ..

Bu kadar.
Daha anlatılacak çok şey var ama..
Şimdi çok suskunum..
Dayımın tekvando salonunda bol haşatlı bir gün geçirdik.
Hala oram buram ağrımakta.
Kibarcası üstümden kamyon geçmiş gibi hissetmekteyim efem.
Acilen sigarayı bırakma kararı aldım. Tekmelerim sağlam fakat nefes yok be anacım.
Çok havalıydık iyi bir dayak yedik kendimize geldik.
Aman sabahlar olmasın.

Ada - Bolu.


Bolu öncesi Ada turu yaptık dostlarla.
Üstüne basıyorum DOST.
Bol gülmeli,az yemekli bir ada turuydu.
Sedatın kızlara asılmak maksadıyla,makinayı kızlara uzatıp;
''pardon bizi resim çekermisniz'' sözü bizi bitiren andı..

Sonra bu gün Bolu'ya doğru hareket ettik.
Yolculuk sevimliydi. Canım ne kadar alabalık çekip,ağzımın suyu aksada babam bunu bi kaç çikolata ve doritosla bastırdı.
Sağolasın babişko.
Sıcak karşılandık.
Dedeyi feth etmek üzereyim(ahaha..), kaleyi sağlam vuruyorum hai hakkımızda hayırlısı.
Ayağımızın tozuyla kınaya gittik hayatımda ilk defa oynadım hemde tanımadığım bir kişinin kınasında.yahu ne tuhaf insanım.Amcamın düğününde bile oynamadım leyn ben.Zıbıtma noktasındayım!
Vay be bende büyük gelişme.
Evimi, şimdiden özlemiş bulunmaktayım.
Paşamı,Balıklarımı..

Ah neyse.
Anne hatun için çekmek durumundayız.
Bunları nereden mi yazıyorum.
Yengemin evinde yengeç misali yattığım koltukta..
Hoşçakalın anacım..


Ps.

Adadan birkaç hatıra resim.
Beau.
Yanlış anlama.



Ütopyam.

Bu değilde bir başkası olabilirdim belki.
O zaman daha çok sevilebilir daha az şikayet duyulabilirdim.
O mesela,onun bedeninde olsaydım eminim daha çok severdi annem beni.
Sürekli sorun çıkartan biri olmaz; çıkarttıklarımda hoş karşılanabilirdi.
Her tartışmada bunlar yüzüme vurulmayabilirdi.
Ne konu olursa olsun bir yerden vuruyor bu beni,bir şekilde ummadığım bir anda.
Anneannemlere de gitmek istemiyorum.
Kıyaslanmaktan bıktım.
Konuşmaları şimdiden tahmin eder gibiyim.
O çok güzel bense köşe başı çin lokantasında ki garson misali.
O daha zarif bense daha fevri,daha patavatsız,daha üzücü, ben umutsuz bir vaka.
Dedem zaten sevmiyor beni.
Küçük yaşta şuursuzca yapılan hatalar hayatımıza,karakterimize mal oluyor .
Yazık bana.
Yerimde olsam bir daha konuşmaz,içime kapanır sessizce sırayı beklerdim.
Böyle olmasaydım..
Belki o zaman Vast'd yanımda olabilirdi; bu kadar yerin dibine girmek zorunda kalmaz kendimden soğumazdım.
Çok sık anmam ben bu kelimeyi ama tamda şuanda ihtiyacım olan tek kelime bu.
Lanet olsun..
Birinin çıkıp ''seni anyalabiliyor ve seni olduğun gibi sevebilirim'' demesini istiyorum.
Zor be.
Beau var mesela.
An gelip duymaktan sıkıldıklarımı bana duyuracağından eminim..
Kim yapmadı ki bunu. Hangisi daha çok gülümseyebildi yüzüme.
Kendimi 35inde dul kalmış pavyonda şarkı söyleyen 14 yaşında ki bir kız gibi hissediyorum.
21inde dört çocuğu olmuş;kocası çocuklarını alıp uzaklaşmış, terk edilmiş gibi..
Hiç bir yere gitmek,hiç bir dostla yüzyüze gelmek istemiyorum.
Kendi çapımda müzik yapıp,yine kendim dinlemek istiyorum..
Belki yeniden fotoğraf çekebilirim.
Belki arada yeniden gülümseyebilirim.
Ne berbat bir yaz ama..

Çok yalnızım baba.
Bana kedi alsana..

Bir Nevi.

Sıkılganım bu günlerde..
Sıkılgan ve gerginim.
Faili bir yolda edebiyen meçhul bir yolcu gibiyim.. Ne konuşmak ne yazmak..
Susasım var bu günlerde. Yapabilecek hiç bir iş, tamamlanması gereken hiç bir yarım yok hayatımda.
''Bu günde bitti işte'' diyerek geçiriyorum günlerimi..
Sırada ki..
Hayata karşı yetersizim sanki bu aralar,öyle yada böyle noksanım unutulmuş bir köşede..
Geceleri film izleyerek,gündüzleri uyuyarak dolduruyorum zamanımı.
Belki bir şeyler özleniyor,belki bir şeyler ters gidiyor bu şehirde..
Buzlarımız eridiğinde yüzümüz çıkıyor ortaya,
kendi sularımızda boğulurken tanıyoruz birbirimizi..

Yoruldum.
Anlatmaktan,ifade etmekten,kendimi savunmaktan,cevapsız kalmaktan..
Zaten yorgundum..
Sebepsiz tartışmalardan..

Eski bir dost'a.

ben belki senden daha az yaşadım.
Belki daha az olaya karıştım,belki daha az midye yedim. daha az uyudum...
En az senin kadar kötü bir dinleyiciyim.
Ve bugün Beau'ya hak verdim ilk kez senin adına.
Tüm kalbim adına..
Sen benim kadar kötü olamazsın incitme konusunda farkındayım.
Belki de daha az merhametlisindir son konuşmalarda.
Belki daha farklı bakıyorsun dünyaya..
Ne kadar saklasanda biliyorum seni.
O kadarda saklayamazsın kendini bulutlara..
Çocuksu bir yanın var,baktığında.
İçinde inatla büyümeyen bir çocuk,ne yapsanda yaşamak zorunda olduğun bir hayat var.

İyi ol.
Sen yine seni sev..
İnsanlar geçsin hayatından kimisi acıtsın,kimisi sevsin sevdirsin kendini.
Ve değer ver onlara..
En azından bir kedi yavrusu kadar sana muhtaç olanlara.
Ve çok yaşlandığında orada yaşa..
Ve unutma..

Bir insanı incitmenin en kolay yolu
'' son sözüm budur '' olur çoğu zaman.
Son sözler ne kadar istemesende son söz olarak kalır baktığın günler ardından..
Sen perdelerini kapat ve derin bir uykuya dal.
Kim bilir.
Belki uyandığında sevdiğin bu koca şehirden bir çoğumuz taşınmış başka hayatlara yerleşmiş oluruz.
ben yinede son söz söylemeyeceğim sana.
İncitmek kötü bir şey.
Bak en azından bunu senden daha iyi biliyorum.

İyi olman dileği ile.

Reamon - supergirl..

Bazılarımız..


Bazı aşklar çocukken başlar.
Hepimiz tadarız bunu.
Bazı genç kızların abisi olur tattığı aşklar ağıza bal çalmak gibidir.
Bazı abilerin güzel sevgilileri olur.
Ansızın eşi olur.
Sonra; çocuğun çocuğu olur.
Ve bazı kardeşler yazı yazarken,
anneleri uyuyakalır olanlardan habersizce..
Ve bazı çocuklar kulak misafiri oluverir uykudayken en hüzünlü konuşmalara..
Bazı insanlar hep uyur sonbaharda..


Bazıları son konuşmalarını yaparlar gün şafağa bağlanınca..

Bazıları son kez ağlar teselli maksadıyla..

Bazıları ise sessizce yazar,

şafak söktüğünde hatırlanabilecek bir kaç hatıra adına..

.

bitti işte.
haydi derin bir nefes alalım.
Güzelmiydi?
hayır.
küfür edicem şimdi.
lan tüm sene parabole sadeleştirmeye integrale ota boka çalıştım!
hani soru nerde ??
yok ki !
S.. ya..

Sınava 2.5 saat kala.

Sevgili blog.
Şuan saat 06.30. Karga b*kunu az önce yedi. Şahidim.
Dana gibi saat 5de kalkmış bulunmaktayım.
Heycan dorukta.
Sabah,sabah kendime bir Türk kayfesi yaptımda bir cigaraynan içiverdim.
Oh yarasın.
Birde üstüne duş aldım ama daha yemedim,içmedim,sıçmadım.
Sanırım çıkmadan bir saat önce zorunlu bir kahvaltı yapacağım.
Allahım sen bana zihin açıklığı ver yarabbim.
Amin.
Gidipte dönmemek,dönüpte bulamamak var (Bknz:Harp)
O yüzden sen beni bekleme belki gelemem gecelerce.
Hepinizi pek çok pek çok severim ben.
Şans dileyin,dua edin bişeyler yapın benim için.
Rahatlamaya,gevşemeye çalışayım dedim,uykum geldi.
Anladım ki benim rahatlama şeklim uyumakmış. Hiç şaşırmadım o yüzden siktir ettim rahatlamayı.
Güzel geçsin emeklerime değsin yeter.

Hadi
Adios.

Haydi gel içelim

Bugün çok yorulmuşsan,
her yerde arayıp yinede bulamamışsan..
O seni unutmuş;
sen unutamamışsan ..
Kalbinin kuşu uçmuş;
sen tutamamışsan..

haydi gel... Haydi gel içelim..
Derdini alda gel..
Bu evrende bir tozsun, tarih seni unutsun haydi gel içelim..

Toplada gel .. haydi gel içelim..
Hepsini alda gel..
Mazi kalbinde yaraysa unut artık ne varsa haydi gel içelim..
Yerlere düşelim.

Ratalamaya ramak kala ben hala huzursuzum.
Ama şu bir iyi geçsin..
Yapılacak çok iş var..
Bir ada turu planlıyorum kafamda ..


Unut artık ne varsa....

İyi Uykular.

Bu gece senin hüzünlü pazar konuşmalarını anımsıyorum.
Sen uyuyorsun,ben ders çalışıyorum.
Durup,durup teşekkür etme isteği duyuyorum sana karşı,
Ne kadar erdemli ve asilsin..
Elinden geleni değil sadece gelemeyecek şeyleri bile yapmaya çalışıyorsun,
Karşılığı sadece bana dokunan bir konuda.
İşte tüm hayranlığım aslında bundandır sana..
Yoruldukça konuşmalarını anımsıyorum; mola adına.
Birde kahve içiyorum,ama senin gibi şeker atmıyorum içine,
Oysa sen; bardağı taşırıyorsun şekerlerinle..
Olsun bu halinide seviyorum..
Ne zaman hiç arkadaşım kalmadı desem sana; bir anda arkadaşım oluveriyorsun..
En çok halimi,hatırımı soran sensin bu aralar..
Susadıkça; su oluyorsun,
Bense hararetimi bastıramıyorum ,içtikçe içesi geliyor insanın seninle..
Bir çikolata bile yetiyor seni gülümsetebilmek için,en çokda bu mutlu ediyor beni..
Aldığına pişman etmiyorsun insanı,yüzsüzsün birazda benim kadar olmasa da..
Ve tekrar teşekkür ediyorum sana.
Yaptıkların için..
Aşıladığın inançlar için..

Ps.
Üstün açılmıştır şimdi,ağzında açıktır senin.
Yazda geldi,sivrisinekler pek bir revaşta..
Baban usulca örtse ya üstünü,sabaha kaşınma..

Teşekkür Notu..

Biraz teşekkür zamanı..

Başta anneme,her konuda yapabileceğime sonsuz derecede inandığı ve bana güven sağladığı için.
İkinci olarak babama,başaramasamda beni hep seveceğini gösterdiği için..
Seval'e her daim yanımda olduğunu gösterdiği için..
Ali ve Erdoğan hocalarıma, sürekli olarak ilgilendikleri ve gülümsedikleri için..
Osman'a (hoca..) onu hiç anlamasamda süper zekiymişim gibi elimi sıktığı için..
Ayşegül'e en boktan anımda güldürdüğü için..
Fitne-fesat karılara,beni hırslandırdıkları için..
Gitarıma.. Stresimi aldığı için..
Hulk'a şimdiden adıma planlar yaptığı için : )
Winstona,pskolojik olarak rahatlatığı için..
Abimlere,bana güvenmedikleri,başaramaycağımı kabullenip beni başarmaya mecbur hissettirdikleri için (sevmiyorum sanmayın lan..)

Ve Beau'ya..
Başarmam için elinden ne geliyorsa yapıp kendi imkanlarını bana sunup,sinirden ağladığımda benimle ağlayıp ,sonsuz değer verdiği için..(anlatmakla olmuyo..r yaşamak lazım..)

Ne kadar daha başarmamış olsamda siz olmasaydınız umut besleyemezdim..
Sizlere teşekkürü borç bilirim..
Ve;

Siz olmasaydınız,ben buraya dahi gelemezdim..
Tekrar,tekrar binlerce kez teşekkürler..
Sizleri seviyorum..

Eksiltili Cümle..

Kötü yazılmış makaleler gibiyim bugünlerde..
Üslubum kötü,içerim eh işte..
Okuyucuya verilmek istenen mesaj kaygısından uzak,
Tasarladığı hayaller peşinde..
Yada..
Çalakalem yazılmış bir roman gibiyim son dönemlerde..
Yaşlı ama henüz toy bir yazarın elinde.
Kimi aşkların sevdaları,kimi destanların yalanları var içimde;
Her mutlu sona giden yerde,eksiltili bir cümle..

Ps..
Çoban Yıldızı..

Hipotez.

Neden bilmiyorum,hala baktığımda kıskanıyorum.
İnsan denilen doyumsuz bir mahluk;
Almayıda, satmayıda fütursuzca kabul edip sonradan pişman olabilecek kadar net.
Ve ben denge profilleri yerine oturmamış akarsular gibiyim..
Hala cokun hala gözükara..
Oturup düşünmek için elde var 10 yıl..
Tüm bunları söylemek için daha çok erken,
ve bilmiyorum.
Kıskançlık..

Kıskançlık bu zayıflık anımda..

Ps;
Bir - iki resim vardı onlarıda saldım çayıra..



..

Kenarımdan kıvırda kapat beni..
Devam etmek istediğinde;
Kaldığın yeri unutmayasın diye..

Kendime bir şeyler yazmak istiyorum.


Sussak ya şimdi.
Hani en baştaki gibi. Önce söze sen başlasan ben dursam karşıda.. Baksam; geçip gitsem karşı kıyıya..
Hiç merak etmedik denizin sonunu. Ve avare geçip yaşlanan günler.
Sana söylemek istediğim son sözlerim bunlar. Ne irdelemeyi sevdim ne kestirip atmayı. Bu yüzden hiç başaramadım yeniden başlamayı.
Aslında herkes bilir. Şarkılar hep bu sözleri nakarat eder.
Ve ben asla söyleyemem.
Uzun ve kısa saçlı adamları seviyorum. Aslında en çok kendimi. Ve gördüğüm rüyalar o denli bana ait, o denli düşvari..
Ve Alexin sesini seviyorum onun objektifini, onun yanından görmeyi.
Ve uyuklamak istiyorum aralıklı uyanarak izlemek seyir hali bedeni. .
Hiç beklenmedik bir anda Coldplay söylemek istiyorum. Viva la vida..
Sevmediğimi açıkca söylemek istiyorum ismi banel olan tüm kızlara,iremleri sevmiyorum mesela..
Sandalet giyerek koşmak denize doğru biraz daha yokuş aşağıya ve bilinmedik kucaklar çıkmalı karşımıza..
İyiydin sen aslında..
Ve ben bir çok şarkı yazdım sana.
Ama şimdi coldplay söylemek istiyorum sana inatla..
Viva la vida mesela ..

İnatla kemirmek lazım sağ kalmış tırnakları..
Arka fonda coldplay çalmalı..
Fix you gibi daha inceye dokunan bir şarkı..
Merdümgiriz çeksin tüm içten fotoğrafları,Alex söylesin minörden parçaları..
Ve ismi banel olan tüm kızlar gitsin içimizden.
Artık biraz daha kemikli kadınlar yaşamalı..


Hatunlar..

Nedense ne zaman toplu taşıma araçlarına binsem yanıma normal ebatlardan baya bir irice bir hatun denk gelip oturuyor.
Yok oturması bişi değil asla insan ayrımı yapmıyoruz ama yevrum hatun beni öyle bir sıkıştırıyorki
az biraz sonra çılgınca '' kaptan popişim camdan çıktı lütfen sağdan git sürtünme,yırtılma olmasın! ''
diye bağırmak istiyorum.
Hatunlar zevkmi alıyorsunuz? Yok hayır biliyorum top topu çekermiş diye bir laf var ama burda top kim ? Ne alaka şimdi bu söz ?
Toplu taşıma araçlarına binmeden önce popişimi poşete koyup kucağıma almak istiyorum .
Tıbben mümkünmüdür. Mümkünse abicim bi zahmet el atıver . Sevabına.
Ayağımızı denk alalım .

Of darlandım aahhh nokta

Kendim için

Kendime bir not!! :

Her ders çıkışında otobüse binmeden önce otobüsten inen insanlara bakıp derin bir kasvetle
'' insanlar burdan bakınca böceklere nede çok benziyorlar ''
demekten vazgeç!
Sen kimsin lan kimsin sen? daha iki dakka önce bu otobüse yetişip binmek için k*çını yırtarcasına koşmuyomuydun? he? kime bu pozlar ?

Oh rahatladım.
dubidubidubidupdup daralararap..

Öğrendiklerim..

Yaşadığım süre zarfında pek çok şey öğrendim..

Küçükken ip atlamanın büyüdükten sonra bilgisayar başında oturmaktan daha çok eğlenceli olduğunu öğrendim..
Sonsuz sanılan dostlukların hiç düşünmediğin bir detay için bitebileceğini öğrendim.
Ne kadar vurdumduymaz olursam olayım babamın bana karşı ses tonunu yükseltmesinde gözlerimin dolabileceğini öğrendim..
Doğmadan önce hiç umursamadığım ufaklığın doğduktan sonra bir dudak bükmesine tüm paramı harcayabileceğimi öğrendim...
Bazen insanın bir sürü insan içinde bile kendini yalnız hissedebileceğini öğrendim..
Annemin dediklerine kulak asmanın beni ileriye taşıyabileceğini öğrendim..
En büyük hayal kırıklıklarını en güvendiğim insanların yaratabileceğini öğrendim..
Korktuğum halde bir işe başlamanın en büyük cesaret olduğunu öğrendim..
Sevilmenin aslında sevmekten daha güzel,sevmenin ise sevilmekten daha zor olduğunu öğrendim..
İnsanın stresten kusabileceğini öğrendim..
Bazen bir sokak kedisinin elimi tırmalayışının abimin (hakkımda) düşüncelerinden daha az acıttığını öğrendim..
Bir dostu kaybetmenin en kolay yolunun ona sırlarını anlatmanın olduğunu öğrendim..
Bazen bir balıklı kalemin aldığım en güzel hediye olduğunu öğrendim..
Bir insanı incitmenin en kolay yolunun yaptığı hataları yüzüne vurmak olduğu öğrendim..
Anneme aldığım hediyelerin değeri ne olursa olsun ona dünyanın en güzel hediyesi gibi geldiğini öğrendim..
Dinlediğim şarkıya göre ruh halimin değişebileceğini öğrendim..
Bazen yazmanın yüzyüze konuşmaktan daha basit olduğunu öğrendim..
İnsanların en büyük zevkinin başka bir insanı çekiştirmek olduğunu öğrendim..
En komik maceralarımı parasız kaldığımda yaşadığımı öğrendim..
Hatalarımı telafi etmekte ne kadar gecikirsem o kadar hata yaptığımı fark ettim..
Seni seviyorum kelimesinin çok sık kullanıldığında insanın sevmekten uzaklaşabileceğini öğrendim..
Çocukluk arkadaşlıklarının asla büyük aşklar olamayacağını öğrendim..
Hulk'dan asla nefret edemeyeceğimi aksine her düşündüğümde kendime kızabileceğimi öğrendim..
Sustukça sustuklarımın içimde büyüdüğünü öğrendim..
Annelerin bütün çocuklarına yetebilecek kadar sevgi ürettiklerini öğrendim..
Herşey olduğumu zannettiğim anda henüz hiç birşey olamadığımı,hiçbir işe yaramadığımı düşündüğüm anlarda herşey oldğumu öğrendim..


Hiç öğrenmediğimi zannettiğim anda aslında bir çok şeyi öğrendiğimi öğrendim..


Tabu 1

Can sıkıntısına, tabu oynamaya karar verilir.
Guruplar ayrılır,bizim ki belli zaten; herzamankinden..
Gurupta anlatma sırası bana gelir.
Karşımda Sevi..
Kelime: Emme Basma Tulumba (öhh..)
Yasak kelimeler : damacana,su,bastırmak..

Nasıl anlatsam nasıl anlatsam diye düşünürken çok acayip bir diyalog çıkar ortaya..

Silent- Bak şimdi önünde uzun bir çıkıntısı var elinle tutup çekiyosun böyle şak,şak
Sevi- ? ee başka neyi var?
Silent - sen elinde öyle yaptıktan sonra bi şey geliyo ucundan bi sıvı yaşamı oluşturan bi sıvı!
Sevi - Oha lan o kelimede mi var?
Silent - ya hadi bul bak elin yorulunca istersen oturarak yap fark etmiyo hadi hadi az kaldı çabuk
Sevi - Ya bi s*ktir git nasıl söyliyim lan ben bunu
(bu sırada karşıda ki gurup yarılmış vaziyette.. )
Silent - Lan ne var bunda herkezde var bizde ki mutfakta
Sevi - Ya ben sizin kişisel tercihlerinize,zevklerinize karışamam ben söyleyemiycem bunu.
silent - lan ne diyosun? manyakmısın söylesene
Sevi- ya Silent nasıl söyliyim bu kadar kişinin içinde ayıp lan ya ayrıca nerden buldunuz böyle kartları sapıkmısınız ya
Silent - hö?

Süre bitmiştir. Kaybetmişizdir.
Sevi'nin anladığı şeyi duyduktan sonra baya bi kendime gelemedim.
manyak lan bu kız. Valla!

Sev-aL

Yahu bu kızla ne zaman bir yere gitsek ya beş kuruşumuz olmuyor,yada düşürüyoruz paraları.
Ayranımız yok içmeye efem biz tattıravanla gideriz helaya hesabı, ama artık çıldırmak elde değil.
Nasıl yapıyor bunu hiç anlamıyorum,kasıtlı yapsa yok,oda benim gibi kalıyor ortada,entrika için yapsa yok artık bu kadarı da fazla, vallahi artık yemin edicem onunla evden dışarı çıkmamaya.

Ve dayanamadım sordum ulan!

Silent - Lan doğru söyle abdestsizmi geziyosun?
Sevi - Lan yok.. Namaz bile kıldım vallahi!
Silent - Hö?

Söz müzikle ağlayınca.. Güldüm. Geçtim.

İyisin hoşsun bir Yokuşsun
Harbiden baya bi boşsun
Şarkıya türküye lanet olsun
Anlayamadın ya ...

Ne şehit ne gazi.. B*k yoluna gitti bizim Niyazi..

Minik japonum Şadumanda artık Osmanın yokluğuna dayanamadı ve bu sabah terk etti bizleri.
Kalktığımda akvaryumda ki iyice kilo almış ve yamulmuş bedenini görünce üzüldüm tabi..
Ah be Şaduman yaktın gittin bizleri..
Yalan tabi hepsi.
Ben öldürdüm onu bu eller öldürdü !
Anacım bakın şimdi.
Osman varken hergün bir sabah bir akşam iki kapsül tablet atıyordum akvaryuma.
Osman gittikten sonra şaduman depresyona girmesin yokluğunu hissetmesin diye devam ettim aynı miktarda atmaya.
Hayvan devasa bir şekilde büyümeye başladı tabi japon balığı çizgisi aşıp japon balina kıvamında koparttı kendini.
Diyete sokmayı düşündüm onu, baktım bu gidişi gidiş değil..
Anem kıyamadım lan. Yazık ağzını açıp kuyruğunu çapul çupul kımıldatınca dayanamadım,dayadım yemi dayadım yemi..

Olayın özeti..

Silent daya yemi,gitsin Şaduman b*k yoluna emi..

Yarın bir çift daha almayı planlıyoruz bu japonlardan pazarda satıyolar çoraptan daha ucuz çifti 5 lira. Vallaha bak.
Aslına bakılırsa japonca öğrenmek istiyorum.
Malum bu hayvanlar gevur ne anlasın bizim dediklerimizi?
Sonra neymiş yok efendim balıklar aptalmış,yok şöylelermiş,yok böylelermiş..
Yok yeaa.. Yok yeaa...
Ne anlasın onun o çipil çipil gözleri senin anyandan Konyandan ne anlasın bacım?


Ps..
Uzun zamandır tasarladığım konuşmayı bugün yaptım.
Rahatım ama mutlu sayılmam.
Kırmayı hiç sevmem ki.

Türk Filmleri..


Bugün konusu geçen eski Türk filmlerine değinmek istiyorum ısrarcı bir tavırla..
Şöyle bir konuşmaya şahit oldum.
- ''Ya eski Türk filmleri ne kadar iğrenç insanlar nasıl izliyorlarmış onları? ay sürekli biri kaçıyo diğeri kovalıyo hep bir yanlış anlaşılma uf çok sıkıcı vallahi izlerken öldüm gülmekten ya yinede çok sıkıcı yurt dışında adamlar ne güzel filmler yapıyorlar birde buredakilere bak şu ülkeye bak ''

Ulen herkes anasının karnından çıkarken teknolojiylemi çıktı ?
Çok merak ediyorum sayın bayan hiç eski türk filmleriyle eş değer tarihte olan yabancı dizi/filmlere bir göz attın mı? 1970'ler zamanındakilere?
O zamanlar teknoloji,renkli çekim,efekt vardıda herkes kullanırken bizimkiler mi kullanmadı ?
Entrika olsun diyemi siyah beyaz çekip konuları o şekilde kurguladılar?
Her film oluşurken içinde yaşanılan toplumun sevebileceği,ilgi duyabileceği konulardan esinlenir demek ki senin anan,baban o tür filmler/diziler izlemekten hoşlanıyormuş; ama bilmem sen bunun ne kadar farkındasın.
Hem beğenmiyorsan niye izliyorsun? kafana,orana,burana silahmı dayıyorlar ?
Ki bence çokta güzel filmler. Her ne kadar dram yönü daha ağır bassa da güzeller o zaman koşullarına göre. Hem şimdiki filmlerin konusu çokmu farklı?
Sürekli eski filmler,kitaplar yeniden uyarlanıp yeni diziler,filmler çekilmiyor mu? Sürekli her dizinin,filmin konusunda muhakkak bir aldatma,bir yanlış anlama,bir terk ediliş yokmu?
Söyle yavrucum her çarşamba Yaprak dökümü için her perşembe Aşk-ı memnu için televizyon karşısına geçmiyormusun?
Sen bunları yapmıyorsan bende bir daha bu bloga yazı yazmam bu kadar diyorum..
Aman be kızım.
Nedir bu sınır dışı özentiliği? nedir bu Amerika sevdası?
Nedir bu hep ordaki hatunlara özenti,ordaki erkeklerin resimlerini görünce 'ulan bu benim sevgilim olsa hiç düşünmem veririm' düşüncesi ?
Evet haklısın bizim geleceğimiz pek parlak değil.
Bunun en büyük sebebide siz ve sizin gibi içinde yaşadığı toplumun geçmişinden dalgacı bir tavırla utanıp gelecek hakkında kaygı duyan en büyük hayalide Amerika( bunun yanında ingiltere,hollanda vs vs.. ) özentisi gençlerimiz yüzünden..
Ama emperyalizm konusu popüler oluncada hepiniz sırf bir adım daha önde görünmek için atıp tutarsınız,yok kahrolsun abd yok şöyle yok böyle..
Naaa....hhh adam olur sizden naaa..hh..
Abim bile adam olur ama sizler naaa...hhh...
Gözünü sevdiminin insanları ne olacak sizin sonunuz..

Kurban olam ülkemin her karışına,her (harbi) sonuna kadar Türküm diyen insanına,gelmişine,geçmişine..
Kurban olam Hülya Koçyiğit'ine,Türkan Şoray'ına gerçekten oyuncu olan emek veren eski aktrist ve artistlerine..


Oh lan rahatladım..

Koca Kapmaca ..

Heh..
Bir bu İslami evlilik sitesi eksikti oda oldu tamam...



Sırada ne var merak ediyorum ?

Solcular evlilik sitesi? Hayko hayranları evliik sitesi ? Timberland giyenler evlilik sitesi?
Yahu ne kadar çok meraklıyız böyle internet üzerinden aşk yaşayıp,sevişip,vermeye,almaya..
Koca kapmaca oyunları bunlar.

Telvizyonlarda yok yabancı gelin yok gevur damat yok kaynana beni seç yok elletmem ama veririrm oho.. varda var..
Saymakla bitermi ?
Sadece Türk televizyonlarında olan bir şey değil bu.
Genel olarak dünya çapında yayılmakta olan bir eğilim.
İnternet-Televizyon bizim evliliğimizde dahi tuzu bulunan bir icat artık..
Ben mi ne diyorum ?
Haydee kop gel siteye
evlenek..

P.S :
Bu resimde poz veren hatun..
Yahu yavrum anan baban kızmadımı sana? Ne işin var böyle afişlerde ?
aa ne kadar ayıp..
Çok ciks olduk lan !

Ah biz insanlar..

Azimle s*çan tuvalet taşını bile deler hesabı,
parktaki betona gömülü koca ban
kı söküp diğeri ile karşı karşıya koymuşlar efem sırf ayacıkları rahat etsin diye ..

Şiddetle kınamakla birlikte gülmeden de edemiyorum ne olacak bizim halimiz?

hareketlerimiz konusunda boy boy bildirgeler asmak gerek sanırım..
Ne yapalım..

Bakışlardan anlamıyoruz. En iyisi çevremizi böyle abuk sabuk ama mantıklı olan tabelalarla süsleyelim.
Susmaktayız..
Beklemekteyiz..

Osman(sız) - Şaduman..


Sizleri Osman ve Şaduman ile tanıştırmaktan onur duyardım fakat Osman bugün öğlen 15 civarı aramızdan ayrılarak derin bir sukünete doğru yol aldı ..
Naaşı bir peçete yordamı ile alımlı,kırmızı çöp kovamızda bulunmaktadır.
Üzüldüm yahu. Daha yeni tanışıp kaynaşmış birbirmize alışmıştık..

Balık deyip geçmeyin.
Onlarında canı var hem kuyruklarını çapul çupul sallıyorlar hanginiz yapabilir bunu?
Yaaa... Öyle işte..


Şadumanla hayata Osmansız kaldığımız yerden devam etmekteyiz efem.
Ben onları çift görmeye alışmıştım şimdi pek bir garipsedim doğrusu..

Allah Şadumana zeval vermesin.
Çok şükür. Amin.