Ağrı

Karın ağırısı çekiyorum ben mesela. Benim onu çektiğim kadar oda çekiyormu beni.

Karşılıklı bir düzenek bizimkisi.
Çark döndükçe işler tıkırında,ya biri çokmak sokarsa bizim oyunumuza?
Canım acıyor,karnım ağrıyor.
Sinsi,yılışık bir sokak lambası naif ışığını içeri süzmeye çalışıyor.
Perdelerim,odamın en güzel rengi,hiç olmayan kedimin saklanbaç köşesi.
Sokakta umarsızca dolaşan kıpır,kıpır böcekler misali.
Böcekleride severim halbuki,hiç öldüremediğimden belli.
Küçük bir kız çocuğu,salıncakta,kaydırakta,şimdi düştü ! eyvah (!)
Evhamlı anası bir koşu fırlıyor aşağıya,
çocuk korkuyor,düştüğünden değil. Korkusu anasının tuhaf davranışlarına.
Hem ne olmuş kirlenmişse bukleleri...
Çocuk bu kirletir elbet,çocuk dediğin kirletmeli.
Ben mesela.
Karnım ağrıyor,canım acıyor.
Planını kurupta asla gidemediğim yerlerin megolamanlığını bizzat ruhum çeiyor.
Karnım ağrıyor.
Bu ağrıyı benim çektiğim kadar,
oda beni mi çekiyor..
Biliyorum ben.
Tabiki bal!
oda beni seviyor.
Öyleyse,
bu siktiri boktan ağrının bir nedeni olmalı diyor.
Öyle tabi hayat bu herşeyin var bir nedeni.
Aslında bu senin sadece düşünmek istediğin seçimdi.
Ben öyle demedim halbu ki.
benim tek derdim;
karnım ağrıyor,canım acıyor.
Gerisi zaten beni alakadar etmiyor ki.

Hiç yorum yok: