Ne zaman ağrısa dişim düşüyorsun aklıma,usul usul dinliyorum dinginliğini,
kaşlarını çatışını izliyorum tablada kalan yarım sigaranı..
Bir sancı giriyor karnıma,
suskun,suskun seyir içinde kalıyorum yokluğuna.
Ardından gölgen düşüyor ardıma..
Sonra yağmurlar başlıyor bu şehirde,
yıldırımlar düşüyor gözlerimize,
senin keskin nefretin, benim sığındığım neferlerim,
sele kapılıyor birlikte..
Yüzmeyi öğretememiştik henüz hayallerimize,
yürütmekle yetiniyor uçmaktan hiç bahsetmiyorduk bile..
Tanırsın beni,bizi;
teredütsüz atlardım uçurumlara senin ucun,bucağında,
savaşlardan korkar;
birde deliydim o kadar..
Ellerim küçüktü ellerinin yanında,
ve gözlerim bir o kadar derin bakardı korkularına.
Sonsuzluğun ürkütürdü yokluğunun yanında,
varoluşunun bir temsili gibi terlerken avuçların avuçlarımda..
Bir diş ağrısı çekiyorum şimdi;
damağım yara, dimağım yorgun..
bir mırıltı tetikte bekliyor dudaklarımı renksiz ve solgun.
Yinede;
her neredeysen umarım iyi olursun..
hep söylerdin hayat dediğin uzun ince bir yol diye.. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hep söylerdin hayat dediğin uzun ince bir yol diye.. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gözlerinden Öperim..
Yürüyorum yolumdasın..
Aklımdasın,fikrimdesin,içimdesin..
Ben bunun için kızamıyorum kendime,
sızlıyorum,özlüyorum arıyorum seni..
Her günüm böyle geçiyor neredeyse,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..
Görüyorum kumsaldasın,
gün batıyor usul usul o yüzden ordasın..
Uzakta gemilerle oyunlar oynuyorsun..
Orda olmak isteyince beni hatırlıyor;
korkuyorsun.
Ben uyanıyorum,
ben rüyamda bile seni özlüyorum..
Çok uzak şehirlerden yazıyorum şimdi sana,
masa başında;buruşmuş kelimeler ve yazılmaya hasret kağıtlarla..
Bu sana son yazım,
son kez seslenişim,son serzenişim.
Usul,usul çekiyorum kollarımı şimdi uyuyakalmış başının altından.
Bir veda değil bir merhaba aslında.
Senin çoktan demen gereken bir merhaba,hayata,onlara,karşı koyduklarına..
Duymuyorum..
Nerelerdesin,ne yapıyorsun,bilmiyorum..
Araştırmıyor,kurcalamıyor kendi haline bırakıyorum.
Belki üzülüyorsundur diye kızıyorum kendime,ardından gülümsüyorum yine,
sonra dalıyor aklım yine başka şeylere..
Deniz hala vuruyor kıyılara,sen uyusanda, uyanık kalsanda..
Rüzgar esiyor yine çok kızsanda, umarsızca oda benim gibi hala.
An geliyor merak ediyor bakıyorum ardıma,
hala kalmış mı diye geriye bir kaç parça
bulamıyorum...
Yoksa bulmak mı istemiyorum bilemiyorum,
öyle utanç içindeyim ki kendime bile itiraf edemiyorum..
Mahsunlaşıyorum,
dudaklarımda çok bilindik bir şarkıyla yürüyorum.
Hiç durmadan,yorulmadan,sonu olmadan,
yürüyorum bütün yollar sana varacakmış gibi..
Martıları özlüyorum,
birde simit satan küçük çocukları..
Burnum akıyor bazen,hastayım aslında yine ben,
Dikkat etmiyor,beceremiyor, huysuzlaşıyorum..
Öyle meşgulum ki, kendime bile bakamıyorum..
Zaman geçiyor aslında inan bana hiç durmuyor,
insanlar gibi geçiyor zaman sana,bana aldırmadan,
sokakta yürüyen insanlar gibi hiç hatırlamadan,
sen olsanda,olmasanda geçiyor durmadan,
öyleyse artık durduramam..
Çok uzak şehirlerden yazımı bitiriyorum şimdi sana,
terk edilmiş kelimelerin ardında,
bir sığıntı gibi ucuz bir veda.
Ses tonum titriyor,hava aydınlanıyor yine.
Onaltı sayıyor göğsüm onyediden geriye,
sonuç olarak ben yine;
sen,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..
Aklımdasın,fikrimdesin,içimdesin..
Ben bunun için kızamıyorum kendime,
sızlıyorum,özlüyorum arıyorum seni..
Her günüm böyle geçiyor neredeyse,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..
Görüyorum kumsaldasın,
gün batıyor usul usul o yüzden ordasın..
Uzakta gemilerle oyunlar oynuyorsun..
Orda olmak isteyince beni hatırlıyor;
korkuyorsun.
Ben uyanıyorum,
ben rüyamda bile seni özlüyorum..
Çok uzak şehirlerden yazıyorum şimdi sana,
masa başında;buruşmuş kelimeler ve yazılmaya hasret kağıtlarla..
Bu sana son yazım,
son kez seslenişim,son serzenişim.
Usul,usul çekiyorum kollarımı şimdi uyuyakalmış başının altından.
Bir veda değil bir merhaba aslında.
Senin çoktan demen gereken bir merhaba,hayata,onlara,karşı koyduklarına..
Duymuyorum..
Nerelerdesin,ne yapıyorsun,bilmiyorum..
Araştırmıyor,kurcalamıyor kendi haline bırakıyorum.
Belki üzülüyorsundur diye kızıyorum kendime,ardından gülümsüyorum yine,
sonra dalıyor aklım yine başka şeylere..
Deniz hala vuruyor kıyılara,sen uyusanda, uyanık kalsanda..
Rüzgar esiyor yine çok kızsanda, umarsızca oda benim gibi hala.
An geliyor merak ediyor bakıyorum ardıma,
hala kalmış mı diye geriye bir kaç parça
bulamıyorum...
Yoksa bulmak mı istemiyorum bilemiyorum,
öyle utanç içindeyim ki kendime bile itiraf edemiyorum..
Mahsunlaşıyorum,
dudaklarımda çok bilindik bir şarkıyla yürüyorum.
Hiç durmadan,yorulmadan,sonu olmadan,
yürüyorum bütün yollar sana varacakmış gibi..
Martıları özlüyorum,
birde simit satan küçük çocukları..
Burnum akıyor bazen,hastayım aslında yine ben,
Dikkat etmiyor,beceremiyor, huysuzlaşıyorum..
Öyle meşgulum ki, kendime bile bakamıyorum..
Zaman geçiyor aslında inan bana hiç durmuyor,
insanlar gibi geçiyor zaman sana,bana aldırmadan,
sokakta yürüyen insanlar gibi hiç hatırlamadan,
sen olsanda,olmasanda geçiyor durmadan,
öyleyse artık durduramam..
Çok uzak şehirlerden yazımı bitiriyorum şimdi sana,
terk edilmiş kelimelerin ardında,
bir sığıntı gibi ucuz bir veda.
Ses tonum titriyor,hava aydınlanıyor yine.
Onaltı sayıyor göğsüm onyediden geriye,
sonuç olarak ben yine;
sen,
her nerdeysen;
gözlerinden öperim..
Büyük Üstad.
Sana sonsuz derece de minnettarım.
Beni sevdiğini gösterdiğin,içten öptüğün,paran vardır ama yine de al belki canın bir şey çeker diye elime para sıkıştırdığın,yatağını verirken '' bu yatağı babannene bile vermedim ben ama gel sen yat kal burda'' dediğin,iğrenç bile olsa espiri yaptığın,perşembe gecelerini ailevi geleneksel yemek günü yapıp tüm aileyi bir araya topladığın,her daim gülebildiğin için..
Her zaman gömlek ve ütülü kumaş pant. yada keten giymene,temizliğine hayran kalmaya devam edeceğim.
Şimdi gidiyorsun ya git.
Fakat gözlerin kalsın bende.
Yeşil,yemyeşil gözlerin.
Şimdi gidiyorsun ya..
Git.
Bul onu ve;
Babanneme selam söyle..
Şimdi gidiyorsun ya..
Git.
Bayramların anlamıda gidiyor şimdi seninle birlikte.
Öpülesi eller kalmadı artık bizde..
Hoşçakal büyük üstad.
Hoşçakal dede..
son tarih;
26.03.2010
p.s;
En son kayıt edilen videoyu izliyorum. Annemin o videoda ki sözleri deliyor resmen içimi şimdi.
'' Dedeni de çek. Dedeni de.. ''
Beni sevdiğini gösterdiğin,içten öptüğün,paran vardır ama yine de al belki canın bir şey çeker diye elime para sıkıştırdığın,yatağını verirken '' bu yatağı babannene bile vermedim ben ama gel sen yat kal burda'' dediğin,iğrenç bile olsa espiri yaptığın,perşembe gecelerini ailevi geleneksel yemek günü yapıp tüm aileyi bir araya topladığın,her daim gülebildiğin için..
Her zaman gömlek ve ütülü kumaş pant. yada keten giymene,temizliğine hayran kalmaya devam edeceğim.
Şimdi gidiyorsun ya git.
Fakat gözlerin kalsın bende.
Yeşil,yemyeşil gözlerin.
Şimdi gidiyorsun ya..
Git.
Bul onu ve;
Babanneme selam söyle..
Şimdi gidiyorsun ya..
Git.
Bayramların anlamıda gidiyor şimdi seninle birlikte.
Öpülesi eller kalmadı artık bizde..
Hoşçakal büyük üstad.
Hoşçakal dede..
son tarih;
26.03.2010
p.s;
En son kayıt edilen videoyu izliyorum. Annemin o videoda ki sözleri deliyor resmen içimi şimdi.
'' Dedeni de çek. Dedeni de.. ''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)