Birazda beni sen anla..

her sabah uyandığımda bu sabah başka diyorum bu sabah artık her şeye yeniden başlamak..
Ama her bir önceki sabah gibi o sabahda diğerlerinden farksızlaşıyor...
yataktan kalkıp derin bir nefes.. yetmiyor kafamı suyun altına sokup ayılana kadar orada kalıyorum bir anda derin bir nefes daha yaşamak ne kadar değişik bir şey..
Bitmek üzere olan sigara paketinden bir tane daha çıkarıyorum hafif esen esintide çakmağı yakmak güç iki avcumla sarıyorum ateşi yavaşça yaklaştırıyorum dudaklarımı bi anda içine çekmek..
önceki akşamdan kalmış odam her yer her yerde toplamak lazım düzenlemek lazım bir şeyler yapmak gerek.. ama hiç halim yok bende önceki akşamdan kalmış olmalıyım izlenebilcek bir film koyuyorum bilgisayara açıyorum ve geçiyorum karşısına muhakak iki kişilik oluyor filimler ya ayrılık ya barışma ya kaçış hepsi seni beni onu anlatıyo sanki ve o filmin sonundaki soundtrack.. İşte orda ağlamaya başlıyorum aklımdan karaler geçiyor sen ve ben ile ilgili olanlar masamın üstüne yatırıyorum hepsini ve olağangücümle itiyorum hepsini aşşağıya bir daha hiç görüşmemek üzere elveda..
Hiç bir veda u kadar zor olmamıştı diye düşünüyorum kendi kendime kıyamamki yaşanmışlıkları çöpe atmaya bir kez daha görebilseydim seni bir kez daha dinleseydin ve belki bir şans daha.. yo.. Şansla hiç bir şey olmaz bak buda olmadı işte bana derin bir nefes daha lazım.. Bi anlık çekişten sonra başımın dönmesine yarayan sendin bu..
Şimdi bak seni nelerde arıyorum..

rüya..


Uyuyordun.. Ben uyanalı bir hayli olmuştu halbuki.. gözlerimi sana dikip sana son kez veda etmenin acısını nasıl kaldıracağımı az çok tahmin etmek istedim gözlerim doldu.. sol üst çekmeceden bir kağıt ve bir kalem aldım sana birkaç veda cümlesi yazabilmek için hiçbir cümle yakışmıyordu bu kağıda hangi cümle beni senden ayırabilirdi ki.. Bomboş bir kağıt göz yaşlarım üstüne damlıyor tek,tek.. Derin bir nefes çektim içime senin nefesinle karışık bir halde tümüyle benimdin işte nefesimi dışarı vermek istemedim hep benimle kal diye ellerim titreyerek saçlarına gitti dokundum yanından kalktım eşyalarımı hazırladım kağıt hala elimde buruşmuş ellerimde ki terden o kadar güzeldin ki bakmaya doyamadım.. aklımda kalan son satırları yazdım kağıda..
‘’ kim bilir.. Belki yıllar sonra.. ‘’
koridordan kapıya ilerledim kapıyı yavaşça kendime çektim hafif bir tıkırtıyla açıldı eşyalarımı tutmaya mecalim yoktu sen orda ve ben gidiyorum.. bir anda çıkıverdim kapıdan merdivenlerden indim demirlere dokuna,dokuna.. senin ellerinin buraya değdiğini hissederek.. ve dışarıdaydım artık ne sen vardın yanımda nede ben yanındaydım..
Bir anda geri dönmek istedim! Yanına ! arkamı dönüp tam sana gelecekken yollar kayboldu bir anda ! neredeydi geldiğim yollar her taraf büyük siyah binalarla kaplanmıştı yollar yok olmuştu gürültülü araç sesleri seni düşünmeme mani oluyordu dizlerimin üstüne çöktüm.. Oturdum ve ağladım..
Seni seviyordum..
İşte o an uyandım hepsi bir rüyaydı! Bir şey hariç.. yoktun.. Sen gitmiştin son konuşmamızda sen her ne kadar bilmesen de hıçkıra,hıçkıra ağlamıştım gideceğini anlamıştım..
Bu yüzden sana sarılırken suskunlaşmıştım.. Bu yüzden yüzüne uzun,uzun bakıp susmuştum.. Keşke söz verseydin bana.. yada çıkmasaydın karşıma..
Seni çok özledim gittiğinden beri bir türlü iyileşemedim gitmen hataydı tamam bende masum değildim ama yinede kalamaz mıydın ! kalmalıydın..
Uzatmamı sevmiyorsun biliyorum.. Seni seviyorum..

Kolaj..


Sabah aynı sevinçle uyandım yatağımdan kalktım deli gibi dönen pervane bile bozamıyordu neşemi.. Ayırdığım kıyafetlerimi denedim tek,tek üstüme en güzelini seçtim saçlarımı taradım ufak bir makyaj ve hazırdım artık...
Atlaya,atlaya indim merdivenleri hızla bindim otobüse dedim ya şanslıyım baksana otobüs bile hemen geliverdi! İstasyonda inip trenlerin uğultusu içinde adımlarımın sesini duymaya çalışarak yürüdüm trenin hareket sesi olmalıydı bu bindim ve insanlara baktım sanırım öyle heyecanlıydım ki onlarda bunu fark ettiler ve bana bakıp gülümsüyorlardı.. İşte hareket etmişti tren 1.durak,2.,3.,4.,....20....
İşte gelmiştim... Sana ne kadar da yakındım ! hani beni buradan alırdın ya! Elimi tutardın çekingen bir tavırla öperdin... sonra ise kocaman bir sarılma ! bu sıcak havada bile yinede bunalmazdım ben! Ne kadar ne kadar güzel bak gülümsüyorum!
İstediğin gibi gülüyorum rahatça ama.. ama sen yoksun..
Beni alman gereken yerde sen yoksun.. Ben buradayım fakat sen yoksun..
Geldiğimden bile habersizsin.. Ben ise sürpriz yapmak istemiştim.. ama sen gideli çok uzun zaman olmuş..
Burada karşında olup bana sarılırken gökyüzüne dikmek isterdim gözlerimi uzun,uzun sana bakmak sonra elini tutup yola devam etmek..
Son günlerde hep böyle sanki sen varmışçasına hazırlanıp çıkıyorum evden bilmediğim yerlere bilmediğim yollara tanımadığım insanların yüzlerine bakıyorum tanıdık bir şeyler bulurum belki diye ama yok senden hiçbir şey yok geriye..
Çikolatadan bile nefret ediyorum artık biliyor musun.. Aklıma geliyorsun ne yapabilirim ki.. Sakın yanlış anlama senden nefret etmiyorum! Sadece seninleyken yapabildiğim şeyleri ben artık tek başıma yapamıyorum.. Ben .. Ben bilmiyorum olmuyor işte ..
Eve geri dönüyorum ne üstümü çıkartıyorum nede ayakkabılarımı.. Öylece giriyorum içeriye en son sen bağlamıştın ya ayakkabılarımın bağcıklarını çözmeye kıyamıyorum! Odamda hala dönmekte olan pervane ne kadar da sinirimi bozuyor.. üşüyorum.. yatağımın içine girip kafamı örtüyorum evde kimsenin olmamasına rağmen yinede utanıyorum ağlamaktan.. ve dilediğimce ağlıyorum gözlerim acıyana kadar kim bilir belki de bu halimi görsen..
Yattığım yerden gök yüzüne bakıyorum..
Senin için bir yıldız tutmuştum,ikimiz için, uzun zaman evvel.. Şimdi yok o yıldız.. Anlaşılan kayalı çok olmuş...

Ben
Sadece..
Sadece .. Sadece... seni
Özledim..

Teşhis - Tedavi..

Yazabilcek hiçbir şeyim yok artık bir beklentimde yok bir amacımda yok geldik gidiyoruz hesabına yaşamaya devam ediyorum... Kusmam gereken öyle çok bağırtılarım var ki bir başarabilsem.. Sürekli tek çizgi üzerinde çizginin dışına çıkmadan yürümeye çalıştığım hayatımda artık daha kötüsü olamazdı her şey öyle berbat dizayn ediliyor ki bir şeyi yerinden kaldırsam geri kalan her şey paramparça oluyor.. Sanırım her şeyde derin çatlak izleri var kimisi zaten paramparça..kimisi parçalanmaya hazır durumda.. sırasını bekliyor..
Bazen yeter bu kadar diyesim geliyor ellerimi kulaklarıma kapamak ve lütfen yeter artık! Diye çığlık atmak çünkü öylesine sıkıldım ki artık sürekli yerlerden kırıklarımı toplamaktan bir kerede yere düşünce incilmeyeyim istiyorum artık kırılmayayım..
Kaybettiğim her şeyden herkesten özür diliyorum ve kırdığım tüm detaylar okumadan imzaladığım tüm kurallar bilinçsizlikten doğan yanlışlar.. Biliyorum.. Hepsine yeni baştan başlamak gibi bir lüksüm yok artık.. Kaybettiklerimi geri kazanıp tekrar bir şans almak gibide ama şu da var ki artık hiçbir şeyden korkum yok..
Sanırım artık kaybedecek bir şey kalmadığından..

kendime bir not..

Ufak bir mektupla başlamak istiyorum herşeye .. Yeniden belki,kendime mektup yazarak.. Kendim için ağlaya ağlaya mektup yazmak istiyorum şu güne kadar hep başkaları için ağlanmış hayatımızda neden kendimiz için ağlamayalım ki.. Bu çok özel olmazmıydı.. Yazmak istiyorum.. Hiç durmadan anlatmak kendime anlamak istemediklerimi... Duymaktan kaçtığım ne varsa bir bir duyurmak istiyorum artık zaten duymaktan kaçtıklarım yüzünden bu köşeyi kendime yer edinmedimmi.. Güneşi göremeyenlerdenim..

Değiştik



Elimizdekilerle yetinemeyip hep daha fazlasına sarkdık belkide şöyle olsa daha iyi olur diye diye en kötüsüne vardık sonra ilk kaybettiğimiz şey her zaman en değerli gelmeye başladı ama çoktan kaybetmiştik bi kere kaybedileni tekrar kazanmaya çalışmak yersiz kaybettik kabullenmeliyiz..
ama bazen düşünceler öyle tırmalıyorki beynimizi öyle geri istiyoruzki kaybedilen her şeyi bu sefer hata yapmıycam dercesine sadece o olsun istiyoruz ama şuda bi gerçekki bu yalanımıza kendimiz bile inanmıyoruz :)
yine gecenin bir yarısı yine düşünceler düşünceler düşünceler..
Çok alkol az düşünce tabirindeyim devame diyorum kaybettiklerimi geri istemekden daha az utanıyorum böylece.. Özür dilerim her şey için tek amacım sadece herkes iyi olsun gibi şeylerdi ama herşeyi mahvettim sadece zarar vermek istemedim çünkü kendimi biliyodum eninde sonunda zararı istemeden vericekdim bunun olmasındansa kaybetmeyi göze aldım ve kaybettim şimdi ise keşke diyorum her zamanki gibi umarım bu keşkeler bir gün biter..
Ve playstte bana bunları düşündüren bir şarkı :) ...


özledim seni bugün sebep yokken uzansam hayallere dokunurum sandım bak yıllar,aylar geçmiş üstümüzden hala ik günkü gibi aklımdasın özledim seni..
sen duyduğum en güzel cümlenin en güzel öznesi.. tanrının unuttuğu bu kentte cennetten düşen bir manzara gibi özledim seni..
Söylenicek çok sözüm vardı hepsi yarım kaldı neler ummuştum hayattan elimde ne kaldı ? kırılan kalbimmiydi yoksa karnımdaki bu sancıyla küflenmiş ruhum unutmadı unutmadı seni hala..
özledim seni bugün sebep yokken uzansam hayallere dokunurum sandım bak yıllar,aylar geçmiş üstümüzden hala ik günkü gibi aklımdasın özledim seni..

Buz gibi bir nefes


Yine uzun bir gezintiye çıktım bugün vapura bindim ama bir önce ki bindiğimden çok farklıydı her şey düşünecek hiçbir şeyim yoktu merdivenlere oturdum kafamı duvara yasladım ve uyukladım..
Bir adım daha yalnızdım artık ne güvenim var diğerlerine nede saygım hayat işte zorunlu olarak yaşıyoruz ama bu zorunlulukta hiçbir şeye mecbur değilim..
Akşamdan kalma mesaja takıldı gözlerim ‘’ Senden sakın nefret ettiğimi düşünme...Seni hiç bir zaman yalnız bırakmak istemezdim..iyimi yapıyorum kötümü bilmiyorum ama içimden bu geliyor umarım mesajıma uyanmazsın güzel rüyalar görüyorsundur..Kendine iyi bak..’’
Bu sefer gülümsemedim hatta hattımı çıkardım ve kırsam dedim kimse ulaşamasa bana hani onlar iyimi yapıyorlar kötümü yapıyorlar biliyorlar ya onlara bir nebze yardım etmek adına kaybolsam ortalıklardan.. Nasıl bu kadar çabuk yok olabiliyorlar ? ben mi fazla basitim ? İstedikleri zaman yalnız bırakabiliyorlar istediklerinde benim kapım her zaman açık olabiliyor.. Ama giderken de senden nefret etmiyorum sen çok iyisin kendine iyi bak gibi göz doldurucu lafları da hediye bırakıyorlar yanıma bu laflara kanıyorum işte..
yol boyunca soru işaretlerinden kurtulmak istedim aslında artık o kadarda önemli değiller benim için artık,sanırım pek fazla önemsediğim kişi de yok. Birkaç arkadaşım ve ailem gibi sayılabilecek çoklukta..
Müziğim var ve arkadaşlarım işte bunlar yetiyor artık başka hiçbir şey istemiyorum bıktım usandım gidenlerden gelmelerini de istemiyorum artık belki birkaç gece daha beklerim sonra zaten,bir sonraki vapura bindiğimde aklımda olmayacaklardır.. o kadar uzun süre yalnız kaldıktan sonra geri gelseler ne önemi var ki .. Artık tek derdim nefes alıp vermek..
Vapur sahile yanaşıyor yine gözlerimi ovuşturuyorum nefesimi içime çekiyorum buz gibi hava ciğerlerimde..
Bir nefes daha..

Sinmiş bir beden..


İnsanların aşırı duyarsızlığı ve benim gitgide yalnız kalmam fena halde miğdemi bulandırıyor Bilindik kurallar sabit fikirler ve tek başına lider kalmanın dayanılmaz yalnızlığı.. Sanırım artık gitgide daha da yalnızlaşacağım belki de önce düşüncelerim terk edecek beni sonrada ruhum. Aslında bunlar gayet doğal her insan biraz yalnız kalmalıdır belki birkaç saat belki birkaç yıl belki de.. birkaç ömür..
Aslında yalnız değilim ağladığımda hala yanıma gelebilecek birkaç insan var ben bunları yazdığımda yada anlattığımda hala omuzlarıma dokunup yanındayız diyenler var evet gerçekten yanımdalar ama gidenlerde var.. Giderken ‘’ sende düşün bi.. ‘’ diyenlerde var sanırım gidenler haklılar beklenmiycek kadar suratsızım yada fazla bencilim sanırım hep tek taraflı yön veriyorum olaylara sonrada gidiyorlar işte..
Yolda yürürken insanların içinden geçiyorum saydammışım gibi,yanımdan geçen biri hızla çarpıyor ve fark etmiyor bile yoluna hızlıca devam ediyor yürümeye devam ediyorum bir gitar görüyorum vitrinde çok parlak.. içeri girip denemek istiyorum fakat elim perdelere o kadar uzak ki o kadar sinmişim ki bedenime yalnızlık o kadar ağır çökmüş ki üstüme ruhum ezilmiş kalmış altında yıkıntılar arasında bir ışık görme umuduyla hala çırpınıyor ayak ucumda..