poor misguided fool

bir cuma günü daha...
bir kaç nefes ve bruno.. playstmde ise.. starsalior - poor misguided fool..


As soon as you sound like him
Give me a call
When you're so sensitive
Its a long way to fall

Whenever you need a home
I will be there
Whenever you're all alone
And nobody cares

You're just a poor misguided fool
Who thinks they know what I should do
A line for me and a line for you
I lose my right to a point of view

Whenever you reach for me
I'll be your guide
Whenever you need someone
To keep it inside

Whenever you need a home
I will be there
Whenever you're all alone
And nobody cares

You're just a poor misguided fool
Who thinks they know what I should do
A line for me and a line for you
I lose my right to a point of view

I'll be your guide in the morning
You cover up bullet holes

As soon as you sound like him
Give me a call
When you're so sensitive
Its a long way to fall

You're just a poor misguided fool
Who thinks they know what I should do
A line for me and a line for you
I lose my right to a point of view

Günlükten bir sayfa..

Merhaba Pörp
Sana ara,ara yazmak bir zamanlar hoştu ve güzeldi
Ama bu gece öyle değil pörp..
Sana lütfen demiştim istemediğim şeyleri yapma yada bana yaptırma..
Hiç beni dinlemedin..
Hayır pörp.. Bu gece değil.. Bu gece ağlamak istemiyorum.. Bana The butterfly Efect – Gone dinleyip ağlatamazsın..
Lütfen pörp.. Bu gece olmaz.. Zaten henüz toparlanmış değilim ama sen sürekli bir şeyleri irdeliyorsun sana olmaz demiştim ! Ağlamak istemiyorum ! sürekli melankoli bir havanın ardına saklanıp bana bunları yaptırıyorsun istemiyorum ..
Sana hiç beni ne kadar kırdığını söylemiş miydim ? .....
Hatırlıyor musun o geceyi ? hani Sinan da dahil olmak üzere bir çok kişiyi korkutmuştum.. Üzmüştüm onları ? hatırlıyor musun ? İşte o günde bana ağlayana kadar The butterfly efect albümü dinletmiştin..
Neden .. neden..
Sanırım seninde artık o melankoli havanın ardından çıkıp güneşe yüzünü dönmen gerek ? Sana yardımcı olamıyorum kontrol dışısın bazen çok mutlusun bazen çok umutla her şeyi es geçen bazense böylesin işte..
Lütfen Pörp!! Lütfen !!!
Ağlamak istemiyorum.. lanet olsun pörp.. Sanada herşeyede ! Sensin her şeyin sorumlusu ! Lanet olsun senden nefret ediyorum pörp ! asla sevmeyeceğim seni ! Tıpkı en sevdiklerim gibi! asla sevmeyeceğim seni!!!!

Asla sevmeyeceğim seni...
Bir sonraki satıra kadar ... Ellerim üşüdü..
Hoşça kal pörp..
- Hoşça kal Silent...

:) en sevdiklerim..

Günde yaklaşık 2 yada 3 saat gördüğüm en çok sevdiğim kişiler..
Benim için artık sadece isim taşıyan kişiler..
En çok sevdiklerim..
Büyüdüm.. ve zaman kavramım ben büyüdükçe azaldı.. Eskiden çok eskiden hiç yanımdan ayrılmayan kişiler şimdi ihtiyacım oldğunda parayı vitrinin önüne yada odamdaki sehpanın üstüne bırakan kişiler.. Benimde buna alışmışlığım ve doyumsuzluğum yüzlerini unuttuğum kişiler.. Uzun mesailer kısa birlikte geçirilen zaman dilimleri.. Hatta haftada 3 kez hiç görmediğim kişiler..
Büyüdüm fark ettilermi ? Büyüdükçe patatez yemeğinden etten nefret ettiğimi bilmeyip yada bilmeye fırsat bulamayıp birlikte geçiriceğimiz gün adına plan yapan kişiler..
'' mangal yaparız hatta.. '' cümlesi.. Halbu ki ben nefret ederim..
Senin SInıfın üst kattaydı değilmi ? soğuk olur bu mevsimde.. Alt kattaki sınıfta okuduğumu bilmeyen kişiler..
Ya sen mühendis ol.. diyip eşit ağırlık bölümünde okuduğumu bilmeyen kişiler...
Matematik sınavın ne oldu ? diyip o sınavdan çoktan geçtiğimi bilmeyen kişiler..
Ya Noldu grup işi ? sahne alıcaktınız ? diyip grubun çoktan dağıldığını bilmeyen kişiler..
Ama en çok sevdiklerim.. Ben haber verirsem biliyorlar.. söylemezsem hiç sormuyorlar.. Bende bu kargaşa ve bi anda en çok yalnız kalan ve onların geçerli bir sebebi olduğu için sesini çıkarmayan kişi sıfatında olan birisiyim işte..
Hayat güzel ve biz körüz.. Görmeye çalışmalıyız en azından.. Sıkılsakta yalnız kalsakta..
Saat 7.. Ve yaklaşık 4 saat sonra yatacağım en sevdiğim kişileri görmeden..
İyi geceler en çok sevdiklerim..

Beklenen bilinenler..


Aslında her şey Pörp'ün dediği gibi bunu kabullenmek bana ve kimilerine hüzün versede doğa bu ve gerçekde bu..
Doğar,büyürsün ve ölürsün dedi..
Haklı.. Doğdum ve gün geçtikçe her güne göre biraz daha fark ediyorum büyümekte..
Ve bir gün öleceğim tıpkı diğer ölenler gibi.. Kimileri bunu depresif hale getirip her şeyin sonunu buna bağlıyor kimileri ise asla bu son gelmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ediyor.. Hep öyle gidecekmiş gibi..
Bahçede mektup yazmaya çalışan arkdaşımı görünce bunu daha iyi anladım..
Sürekli bir şeyler yazıyor ve daha noktayı koyamadan tüm cümleyi siliyordu yanına yaklaşınca tedirginlikle birlikte hafif utangaç haliyle yardım istedi onunla birlikte bende strese girip kağıda baktım sensiz ölürüm.. Sensiz öleceğim.. Gibi cümleler sıksıkla tekrar etmekle birlikte okunduğunda tamamen coldplay-fix you parçasından farksızlaştırıyordu insanı..
Ben onsuz yapamam dedi.. Yardım et et ki dönsün bana Biliyorum belki kendi cümlelerim olmayacak kandıracağım onu ama olsun ! yeterki dönsün diyordu..
Üzüldüm.. İnsanın bunları yazacak birinin olması belki güzel bir şeydi ama bu satırları ona yazarken hissedilen duygu hiçde hoş değildi.. oldukça kötüydü hatta berbattı.. Boşver dedim bırak gelecekse kendi gelsin Hem o gelmek istemiyorsa senin onu zorla mecbur edip döndürmen neyi değiştirirki ? off.. Anlamıyorsun.. diyip başka birisinden yardım istemeliyim en iyisi dedi.. Anlayabiliyordum ama ben hiç yazmaya çalışmadım ki.. yada çoğu zaman yazdım .. hep kendime yazdım günler-aylar geçtikçe birikti yazdıklarım gülümsdim kimi zaman okuduğumda kimi zaman vay be dedim kendi kendime neler yazmışım Bunları yazan gerçekten benmiyim ? İşte zamandı herşeyi çözen zaman geçti biz büyüdük ve her şey sıradanlaştı .. Kocaman olan hayallerimiz minicikdi artık büyük ellerimizde kaybolur olmuştu..
Benden 1 yada 2 yaş küçük olmasını sebep bularak '' zaman geçince bunlara güleceksin '' diyebildim anca Sen çokmu büyüksün benden ? dedi sitemle hayır.. ama inan bana ırak 1 yılı bir günün bile etkisi oldukça fazla oluyor bu dönemlerde .. Kızdı yırttı ve attı kağıtları yazılan duygular yerlere saçıldı parçalar halinde hızlıca uzaklaştı yanımdan attığı her adımda dahada büyüyordu aslında önce hızlı hızlı gidiyordu sonra adımları yavaşlamaya başladı çünkü her adımda pişmanlık duygusu dahada çökertiyordu onu yada dahada bilinçlendiriyordu.. Büyümek buyd işde anlamak :) Bazı şeylerin pişmanlığını yada hatasını kabullenmek..
Aradan günler geçti.. Oldukça neşeli bir havada arkadaşlarıyla birlikte otururken gördüm onu gülümsedim oda bana gülümsedi haklıymışsın dedi :)
İnsan büyüyor ve kabulleniyor gün geçtikçe durdu ve ..
Aslında büyürken yanımda olmasını isterdim dedi ama ya sonra ? Oda büyüyecek benimle daha farklı olucaz o ve ben aslında çok ayrı kişileriz .. Sağol yinede dedi ve arkadaşlarının konuşmalarına geri döndü şakalar ve gülme sesleri arasında kayboldu sesi bende arkdaşlarımın beni çekiştirmesiyle devam ettim bahçedeki adımlarıma..
Zil çalmıştı derse girmek gerekti hızlıca ilerledik kapıya doğru..
Büyümek buydu işte .. Sorumluluk demekti..
belkide ihtiyacımız anlamamız gereken tek şey bir zil sesiydi..