1

Varlığımın ziyadesiyle noksanlığını hissettiğim anlar oluyor bazen, derin bir ışık demeti kaplıyor ufkumu, işte en çok böyle anlarda korkuyorum..
En çok aydınlıkta, en fazla güneş doğduğunda huzursuzluğum artıyor, hüznüm önüme düşüyor, ümitsizliğim ağır adımlarla ilerliyor en çok gündüz bir telaş kaplıyor içimi çünkü gece herşeyin üstünü örtüyor..
Ellerim daha küçük görünüyor gündüzleri, adımlarım daha yavaş sanki, yüzüm daha solgun oysa gece;
kocaman bir gölgem oluyor ardımda yanımdan hiç ayrılmayacakmış gibi bazen beni bile geçiyor sanki gözlerim daha bir belirsiz bakıyor geceleri belki de rahatlatıyordur beni; görememek herşeyi..
Yorulduğumu fark ettiğim anlar oluyor;
yürümekten,konuşmaktan,anlamaya çalışmaktan ve bir türlü başaramamaktan..
Yanlışda anlatmıyorum aslında, yolumu bulma çabası değil derdim,dert dediğin alfebenin kaç harfine denk düşüyor ?
Hatalar bir kez yapıldığında mı af buluyor yoksa tekrarlandığında da hoş görülüyor mu, kendimi affedebilseydim eğer çiçekleride besleyebilirdim diye düşünüyorum bazen, balıkları yaşatabilirdim mesela avuçlarımda biriken sularda, kedileri besleyebilirdim sokak kenarlarında yada bir çocuğun masumluğunu takınıp gülmseyebilirdim inciten tüm insanlara..
Ama bir hırçınlık ki talan ediyor ekinlerimi hasat vaktinden önce sökülüyor sanki, budamıyor koparıyor çiçeklerimi, toprağım çamura ekinim mundara dönüyor gözlerimde bir toz bulutu ne önüm gözüküyor ne ardımın yolu kalıyor, hasat vaktinden önce talan ediyor ya ekinleri belki de bu yüzden mahsülüm hep hüsran oluyor..

Hiç yorum yok: