Kendime ikinci not.

Yorgun ses tonuyla konuşurken; 'sonra birileri hep gider'
her dakikada bir bebek doğar mesela, her dakikada bir insan ölür, ama can her saniye yanar.
Sonra birden durursun, ne yapıyorum ki diye sorduğun anlar gelir, aptallıkların dizlerinin üzerinde, derin bir kaygı sarar budala bedenini, ne çok vermişsin, hiç almamışsın bak elinde hiç birşey yok, üzülürsün, beklenti içinde olmak, kendini kandırmak ve daha bir sürü masal, beklentiler; sadece üzer..
Susmak; çözümdür aslında konuşmak sadece boşuna nefes harcamak ve karşılıklı anlaşmak, yok öyle birşey.
Anlaşılmak; hep beklediğin güvenin kapıyı aralamasını beklemek gibi yada çalmadan kapıyı açmak gibi, öyle de boş yani.
Emin olduğun anlar vardır bu defa kesin dediğin ve hep kendini yinelediğin aslında sadece cesaret ister. Bir gün yapacağım derken o günün hep ertelenmesi gibi bir gün değil, bugün olmalı aslında.
Uyandığımda yapmış olmalıyım, uyanalı çok olmadı aslında kendimi avutmanın dışında geçen zaman biraz düşünceli ve tepkiliydi. Yazık değilmi ki umutlarını beslerken aç kalmak.
Bırak, bitsin gitsin ölmedikçe değer bence, üzüntüler elbet geçer.
Ve o doğru değilse, yanlışları sevmenin manası ne, lütfen biraz kendinide düşün koşma artık biraz yürü hava hala güzel ve gelecek güneşli günlere bahara..
Geçti gitti masaldı bitti iyi ve kötü şeyler hepsi seninle olsun. Ve ben hiçbirşey istemiyorum tarafınca.
İyi dileklerde bulunmak çok aptalcaydı yüzüstü bırakıpta sana birşey olmasın demek kadar onur kırıcı, gururumu okşayacaksa, kendimi daha iyi hissedeceksem ; bende yaptım bir defa değil iki değil belki de sayamayacak kadar, vicdan azabını unutalı yıllar oldu. Suçlayacaklarsa suçlasınlar bence umurumda değil, hepsi okuduklarımdandı pek kabahatim yoktu satırların kurbanıydım aslında.
Derin bir nefes alıp belki de son kez tüm bunlara sakin bir kafayla ' Siktir ' diyorum şimdi, bazen rahatlatır bu cümle seni,bak çok daha iyi hissediyorum şimdi.

Hiç yorum yok: