Özür..

Hatalar yaparım ben;
çoğunlukla, her defasında bile bile lades gibidir benim ki. kemiği kıran parmağım, kemiği olmayan dilimin kölesi sanki. Dil vurur elim gömer yaptığım kirli işleri..
Senide kırarım ben,
çoğu zaman, bir çok an. Sabrını sınar gibi; gününü rezil edip moralini yerle bir edebilirim, ederim. Çoğu zaman denerim, kendime o denli engel olabilsem seni bu kadar üzrmiyim.. Üzebilirim.
Çoğu zaman derin bir nefes alırsın yanımda,
atsan atılmaz,satsan satılmaz der gibi bakarsın ya suratıma, ne atılır ne satılırım sende haklısın.
Gökyüzünden masanın ortasına aniden düşen tehlike gibiyim ne şaşırırlar, şaşırırsın ama kaçmazsın.
Güzel avrat otu misali suyun içinde çözülürken ne kokum çıkar ne gıkım. İşte öylece damarlarından zehirlemeye başlarım..
Ama özlerim seni, hatta en çok seni..
Bu kadar çok sevmesem bu kadar özlermiyim sanıyorsun seni.
Hani kapıyı çarparda çıkarım ya bir anda;
deli gibi çarpar yüreğim ya düşmezsen diye ardıma. Hani git derim ya sana ödüm kopar peki diyeceksin diye bana.
Biliyorsun ya sende beni;
ben sana git derim sen cevap vermeden yaslarsın başımı omzuna.
Ben kapıyı çeker giderim;
sen nasıl olsa geleceğimi bilirde çarpmazsın o kapıyı suratıma.
Bizden başka bir evren daha yok sevdiğim,
görmüyormusun ben senin en sevdiğin rengim. En çok sende usluyum, en çok sende svegi doluyum en çok sende gülüyorum..
Bizim küsmlerimiz bir uyku molası kadar anca;
ben triplere girerim, sen tavlada cevabımı verirsin.
Sonrası;
uykuyla karışık sohbet ederken uyuyakalırız yine.
Üzerimi örter, alnımdan öper usulca odadan çıkar gidersin..
Kapıyı asla kapatmazsın ya;
bende bu yüzden  her seferinde defalarca aşık olurum sana..

Hiç yorum yok: