Buz gibi bir nefes


Yine uzun bir gezintiye çıktım bugün vapura bindim ama bir önce ki bindiğimden çok farklıydı her şey düşünecek hiçbir şeyim yoktu merdivenlere oturdum kafamı duvara yasladım ve uyukladım..
Bir adım daha yalnızdım artık ne güvenim var diğerlerine nede saygım hayat işte zorunlu olarak yaşıyoruz ama bu zorunlulukta hiçbir şeye mecbur değilim..
Akşamdan kalma mesaja takıldı gözlerim ‘’ Senden sakın nefret ettiğimi düşünme...Seni hiç bir zaman yalnız bırakmak istemezdim..iyimi yapıyorum kötümü bilmiyorum ama içimden bu geliyor umarım mesajıma uyanmazsın güzel rüyalar görüyorsundur..Kendine iyi bak..’’
Bu sefer gülümsemedim hatta hattımı çıkardım ve kırsam dedim kimse ulaşamasa bana hani onlar iyimi yapıyorlar kötümü yapıyorlar biliyorlar ya onlara bir nebze yardım etmek adına kaybolsam ortalıklardan.. Nasıl bu kadar çabuk yok olabiliyorlar ? ben mi fazla basitim ? İstedikleri zaman yalnız bırakabiliyorlar istediklerinde benim kapım her zaman açık olabiliyor.. Ama giderken de senden nefret etmiyorum sen çok iyisin kendine iyi bak gibi göz doldurucu lafları da hediye bırakıyorlar yanıma bu laflara kanıyorum işte..
yol boyunca soru işaretlerinden kurtulmak istedim aslında artık o kadarda önemli değiller benim için artık,sanırım pek fazla önemsediğim kişi de yok. Birkaç arkadaşım ve ailem gibi sayılabilecek çoklukta..
Müziğim var ve arkadaşlarım işte bunlar yetiyor artık başka hiçbir şey istemiyorum bıktım usandım gidenlerden gelmelerini de istemiyorum artık belki birkaç gece daha beklerim sonra zaten,bir sonraki vapura bindiğimde aklımda olmayacaklardır.. o kadar uzun süre yalnız kaldıktan sonra geri gelseler ne önemi var ki .. Artık tek derdim nefes alıp vermek..
Vapur sahile yanaşıyor yine gözlerimi ovuşturuyorum nefesimi içime çekiyorum buz gibi hava ciğerlerimde..
Bir nefes daha..

Hiç yorum yok: