Kimyasal tepkimelerim..


Ağzımda garip bir buruklukla uyanıyorum. Hava henüz aydınlanmamış olmalı ki odam hala karanlık.. Yatağım her zamankinden daha geniş geliyor sanki bana,ellerim yastığımın altında uyuşmuş olmalı ki hissetmiyorum. Kalkmak istiyorum ama hiç halim yok tavanımda dönen pervaneye bakıyorum hafif esen rüzgardan gıcırtılı,hafif hafif esiyor mp3'ü açık unutmuş olmalıyım ki odaya oranla hafif sesler geliyor .. Beynimde bir sürü düşünce akşamdan kalma olmalı ki tam olarak hiç birini hatırlayamıyorum.. İnsanlar ve diğerleri diyorum kendi kendime dışlananlar ve saygı görenler .. Aslında diyorum; aslında saygı görenlerde dışlana dışlana varmamışlarmıdır bu yerlere.. Öyleyse saygı görenlerin onlardan daha düşük seviyede olanları dışlamaları niye.. İnsanın kendini tatminimidir bu ? Bir zamanlar bende ordaydım bende yaşadım aynı şeyleri şimdide o yaşasın demek bir tatminsizlikmidir yoksa... Birazda korkmaktır aslında geçmişinden korkmaktır ne olduğunu kim olduğunu bilmemektir yada unutmaktır. Sanırım bu insanın doğasında var kim bilir belki bende öyle olacağım belki.. Tam bişeylerin tanımına varmak üzereyken annem geliyor elinde bir fincan kahve.. Hava aydınlanmış..

Düşünüyorumda benim bunları düşünmem bu kadar uzun zaman alırken insanın nerden nereye gelmesini unutması neden bu kadar kısa bir süre alıyor...

Düşünmek gereksiz,insanız.. Bir yudum kahve daha..

Hiç yorum yok: