The pursuit of happynes


Belkide etkilenip beni uzağa götüren bir filmdi..
Belki de filmden daha öte..
bir Gabriel Muccino filmi..
Yılın en iyi film dalında birinci seçilmiş..
Konusu ise..
Bir babanın oğlu için yapamayacağı hiç bir şey yoktur.. İzledikçe sanki içindeymişim gibi hissettim.. Gerek Soundtrack gerek sahneler adeta beni sürükler gibi çekiştiriyordu.. Ve sonunda dayanamadım ağladım..
Etrafımda ki kişiler yüzüme baktı sanki '' benay yapma ya, bu filmede ağlanır mı '' dercesine..
Ama gerçekten insan o sevgiyi,tutkuyu hissedince kendini kaptırıp akışına bırakmaması elde değil..Hissettim bunu. Ve biliyorum ! Ben biliyorum !!
Ve son olarak..

Asla , yapamam , benden bu kadar , hoşçakal , diye bir şey yoktur..
Chris gardner bunu başardı..
öyleyse ben...
ben ..
ben..
Tabiki başarabilirim...

Umdunu kaybetme !

3 yorum:

Adsız dedi ki...

umut hiç olmadıki kaybedilsin...
yada umudu bilemedik...

Adsız dedi ki...

umut...
Belkide pencerenin kenarından sızan sisle karışık ışıkta..
belkide bizde..
belki sende..
Belki onda..
Ama emin ol bir yerde .. Sakladığımız yeri bulamıyoruz sadece..

Adsız dedi ki...

umut umut olalı böyle ızdırap görmedi
içelim arkadaş hiç -umudum- yok içelim arkadaş bu gün havam yok
içelim arkadaş offf muhabbetim yok

doldur be meyhaneci de karaborsadan umut satan o beyaz saçlı dedeyi çatlatalım

saygılarrr....