İçimden geçer yine sana dönerim.

Dar sokaklarda kıvrımlarından çoktan vaz geçmiş, ince belli kadınların düş kırıklıkları olan bir adamdı bu..

Sigarasının külünü tablada üçgenler çizerek döküyor dairesel hareketlerle söndürüyordu..
Objektifime takılmıştı gülümsemesi.
Kurduğu her cümleyle bende kısa metrajlı filmler oluşturuyor sonra hiç umursamaz bir tavırla indiriyordu aşağıya tüm afişleri..
Dünyanın en güzel gözlerine sahipti..
maviydi,yeşildi,kahverengiydi,siyahdı.. Her renkten serpilmişti eflatun dudaklarına,uzun ince naif parmaklarına..
Ben ise tek amacı onun her karesini yakalamakla meşgul olan küçük bir kız çocuğuydum.
İsmimi her söylediğinde tuhaflaşıyor,heyecandan odak uzaklığını ayarlayamıyor,yüzünü yüzüme sürüyordum.
Oysa en sevdiği yemek neydi ? Hiç bilmedim.
Hem ne işime yarayacaktı ki? Benim olmayan bir adamı ne diye beslemeliydim?
Kavisli bir bardakta bıraktığı parmak izine takılmıştı gözlerim.
Bu zaman kadar bakmayımı bilemedim?
Bu zamana kadar hangi adamın parmak izi bu denli cezbediciydi,en çok beni ne etkilemişti..
Hem..
İnsan sempatik olduğu içinde sevilemezmiydi?
Pekala öyleyse;
Neden Kadir İnanır ve Kemal Sunal'ın birlikte rol aldığı bir filimde esas oğlan hep Kadirdi?

3 yorum:

Adsız dedi ki...

şuana kadar okuduğum en güzel ithaf eline sağlık

silentvocal dedi ki...

teşekkürler.

Kurabiye Tayfası dedi ki...

tebrik ederim miniğim.
Bu adam çok şanslı olmalı